Yılan, akrep, örümcek sokmalarında zehre karşı panzehirin nasıl yapıldığını biliyor musunuz? Temel olarak, iri cüsseli hayvanların kanları içerisinde serum üretilir ve bu serum çeşitli işlemlerden geçirilip saf hale getirilerek, istenilen panzehir sağlanmış olur. 


Bu işlemde en çok kullanılan hayvan türü atlardır. Önce zehirli hayvandan, bir miktar zehir alınır. Ardından bu zehir, atın kanına çok küçük miktarlarda zerk edilir. Ancak, bu miktar hayvanı öldürmeyecek dozdadır. Atın bağışıklık sistemi, yüz yüze geldiği bu zehrin aktif molekülünü hemen tanımaya ve ona karşı uygun antikor üretmeye başlar. Yeterli antikor meydana geldiğinde, antikorlar hayvanın kanından yeterli ölçüde alınıp saflaştırılarak panzehire dönüştürülmüş olur.


Elde edilen antivenom serum, önce hastanın alerjik reaksiyonu test edilerek, en uygun dozda enjekte edilir, Bu şekilde zehir etkisi bloke edilmiş olur. 


Küçük dozlar öldürmez, güçlendirir !


Küçük dozlar, atın fizyolojisinin zehri tanımasına ve ona karşı mekanizmalar geliştirmesine, savaşçılar üretmesine yardımcı olur. 


Her zehrin bir panzehiri vardır!


Bizlerin de yaşam içinde karşı karşıya geldiğimiz her olay, her sıkıntı, her stres, aslında bizi kaçınılmaz büyük şoklara hazırlayan tesirlerdir.


Bireysel ve toplumsal gelişimimizin hız kazanması ve pozitif olarak gelişmemiz için, başımıza zorluklar ve felaket diyebileceğimiz toplumsal veya doğa olayları meydana gelir.  Gelen bu şokların etkisi içsel sorgulamalara yol açar, durağanlıktan alır bizi, aksiyona geçirir.


Bu şoklar sonrası kolayca toparlanmamız, psikolojimizin iyileşmesi için güzel ve rahatlatıcı bir takım olaylar da başımıza gelir. Bunlar bizim ruhsal esnekliğimizi, psikolojik bağışıklığımızı destekler. Tüm bu olaylar en ince detayına kadar tasarlanarak yürürlüğe konulmuştur aslında Yaradan tarafından.  


Çoğu zaman bu türden olayların bize nasıl bir ruhsal kudret kazandırdığını tartabilecek, kavrayabilecek şuursal uyanıkta olamıyoruz ve tüm bu olayları daima acı, trajedi, kötü kader ve felaket olarak nitelendiriyoruz. 


Oysa her şey yüce bir sistemin varlığa hizmetinden başka bir şey değildir.


Oysa ne ölen vardır ne öldüren,

Oysa ne yıkılan vardır ne yıkan,

Varlığın zehri de, panzehiri de kendisidir.


Kaynak: Erhan Kolbaşı/77, Ruhun ve Varoluşun Büyük Yasaları

3 Yorumlar