Zil Çaldı

Fotoğraf, 2005 Ankara

Türküm, doğruyum, çalışkanım. 

Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.

Ülküm yükselmek, ileri gitmektir.

Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk,

Açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime Ant içerim.

Ne mutlu Türküm diyene.

Biz bir zamanlar 'Andımız'ı okuyarak başlardık derslere….

İlk okul öğretmeninin insan hayatında çok önemli bir rolü var. Dileğim tüm çocukların vicdanlı, adaletli ve en önemlisi güzel yürekli öğretmenlere denk gelmesi. Öğretmenlik sadece bir meslek değil, büyük bir sorumluluk ve ağır bir görev. Hakkını vererek bu mesleği icra eden eli öpülesi öğretmenlerimize selam olsun. Yıllar sonra bile hayır duası ile anılmak, öğretmeninle çekilmiş siyah beyaz okul fotoğraflarında gördüğünde hüzünlenmek ve güzel anılarını hatırlamak ne kadar da kıymetli.

Madalyonun bir de diğer yüzü var tabi ki. Daha mini mini birlerken içinde okul ve öğretmen sevgisi ile o sıralara oturmuş öğrencisini, hiç görmeyen! Onun gördükleri, ana babası toplumda üst statüde meslek sahibi olanlar. Onlara özen gösterip diğerlerini önemsemeyen ve o küçük çocuğun bundan nasıl etkileneceği konusunda hiç bir öngörüsü olmayan. Okuldaki o adaletsizlik duygusundan rahatsızlığını anlatamayan minik öğrencinin, ders çalışma isteğinin kırılması ve öğrenmede zorlanması. Sonuç olarak tembel ve  başarısız olduğunu düşünmesi. 

İkinci paragrafta anlattığım o minik öğrencinin yaşadıkları belki size de hiç yabancı gelmeyecek. İçinizde bir sızı gibi kalan ilk okul öğretmeninin davranışları belki de hayatınızı etkiledi. Herkes o günleri mutlulukla anlatırken siz, sessiz kalmayı yeğlediniz. Ancak hayatınızda adaletli olmayı, sosyal statü gütmeden insanları eşit görmeyi, çocuklara ayrı bir özen ve hoş görü ile yaklaşmayı seçtiniz. Kişiliğiniz ve hayatta duruşunuzu belirleyen olaylar zincirinin ilk adımlarından biri oldu bu ilk okul maceranız.

Çocuklarımızın ruh ve beden sağlıklarının dengede ve iyi olması için ailelere ve eğitimcilere çok iş düşüyor. Sadece sınav başarısına odaklanan eğitim sistemini yanlış buluyorum. Çocukların ve gençlerin entellektüel birikimlerine de önem verilmeli. Sanat, kültür, spor ve sosyal aktiviteleri de eğitim sistemine katacak bir okul hayatı olmalı. Test çözmekten kitap okumaya vakti olmayan, müzeye, tiyatroya, konsere hiç gitmemiş olan lise mezunlarını görünce çok üzülüyorum. 

Yeni eğitim öğretim yılı hepimize hayırlı olsun.

Ünye Kent Gazetesi