OY VERMEYECEĞİZ

 

Mustafa Kemal Atatürk’ün İlkelerini ilkokulda öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım. Tekrar tekrar okuyup ezberlediğim ve içini doldurduğum ilkeler çok önemliydi. Atatürk’ün kurduğu bu düşünce sistemi modern Türkiye’nin temellerinin atılmasını sağlamıştı. Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve İnkılapçılık. Sonrasında gerçekleştirdiği siyasi, toplumsal, eğitim, hukuk ve ekonomi inkılapları.

1926 yılında Türk Medeni Kanunu’nun kabulünden sonra Atatürk’ün, halkçı ve eşitlikçi devrimlerinin bir devamı; Cumhuriyet’in kadınlara sağladığı en önemli kazanımlardan biri olan 5 Aralık 1934’te biz Türk Kadınlarına seçme ve seçilme hakkı kadınların toplumsal hayata güçlü şekilde katılmasında ve Türk Toplumunun çağdaşlaşmasında büyük bir aşama oldu.

17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu, kadın haklarının güvencesi oldu. Biz kadınlar, evlenme, boşanma, mal varlığı edinme, miras gibi özel yaşamlara ilişkin haklar bakımından erkeklerle eşit konuma getirildik. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte remi nikah zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirildi.

Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit hale getirildi.  Türk kadınının iktisadi, siyasi ve sosyal yaşama katılımının önündeki engeller kaldırılarak, medeni, siyasi ve kültürel haklar yönünden eşitlik sağlanarak çağdaş bir toplumda kadının hak ve özgürlüklerine kavuşmasının önü açıldı.

Yıl 2023 ve biz kadınlar;

Cumhuriyet ile birlikte kazandığımız haklarımızı elimizden almaya çalışanlara,

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’na karşı olanlara,

Kadınların işgücüne katılımını desteklemeyene,

Kadına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmakta bir sakınca görmeyenlere,

Demokrasiyi, laikliği, hukukun üstünlüğünü ve kadının insan haklarını elinin tersi ile itenlere,

Kadına sadece annelik vasfı yükleyen, eğitim, istihdam, iş gücüne katılımını kısıtlayanlara,

Toplumsal cinsiyet haklarının insan hakları olduğunu unutanlara, kadın-erkek eşitliğini savunmayanlara,

OY VERMEYECEĞİZ!