SUNAY AKIN RÖPORTAJI
HER YÖNÜYLE TRABZON
ETKİNLİKLERİ-7
21.02.2013/AKM/ANKARA
SUNAY
AKIN SÖYLEŞİ
HÜRRİYET
HÜRRİYET
KARADENİZ İNSANI GÜLÜMSEYEN DÜŞÜNCEDİR
Her yıl katılıyorsunuz bu etkinliğe. Sizinle aynı dili konuşan Trabzonlu hemşerilerinizle birlikte olmak sizin için nasıl bir duygu? Onların gözlerinden belli, sizi ne kadar çok sevdikleri.
Ben doğduğum kent Trabzon’a gittiğimde göremediğim güzellikleri duyarlılığı burada buluyorum. Çünkü Trabzon benim 1960’lı yıllarda hayatımın ilk 10 yılını yaşadığım kent değil. Hatıralarım kalmadı orada çünkü hatıralarımı yıktılar. Her şey değişti. Bu yüzden buraya geldiğimde, sanki eski aile fotoğraf albümünü karıştırıyor gibi hissediyorum kendimi. Biraz gurbette olmanın getirdiği bir duyarlılık var bu buluşmada. Çünkü burası Ankara ve insanlar gurbette Trabzon’dan uzak. Dolayısıyla hatıralarındaki, yani o yaşamış olduğu o güzel doğasıyla, mimarisiyle eski Trabzon’u birazcık yaşatıyorlar kurguluyorlar aslında. Ben yaşamak istediğim, görmek istediğim Trabzon’u burada buluyorum. Trabzon’a gittiğimde hayal kırıklığına uğruyorum, güzelliğini yaşayamıyorum maalesef.
Hafızanızı her daim taze tutmak için uyguladığınız özel bir formülünüz var mı?
Hayır. Trabzonluyum ya daha ne olsun! Trabzonlu insanlar gerçekten çok zeki insanlardır. Çok çok yaratıcıdır Trabzon insanı. Daha doğrusu Karadeniz insanının yaratıcılığının, Anadolu arenasında daha bir farklılığı vardır. Daha ironiktir, gülümseyen düşüncedir, daha özgündür. Farklılığı vardır Karadeniz duyarlılığının. Buna borçluyum ben de bütün yazdıklarımı.
Fotoğraflar: Mahir Erdem
OCAĞIN ALTINI DEVAMLI AÇIK TUTUYORUM
Kendinizi daima güncel tutuyor ve her gösterinizde farklı,
yeni şeyler anlatıyorsunuz. Bir bakıma sürekli kendinizi formatlıyorsunuz. Bunu
nasıl başarıyorsunuz, nelerden besleniyorsunuz?
Çünkü benim hayatımın
en güzel günleri müzelerde, kütüphanelerde geçti. Sürekli olarak müze
geziyorum, kütüphanelerde araştırma, çalışma yapıyorum. Devamlı ocağın altını
açık tutuyorum. Yani devamlı kendi araştırmalarımı sürdürüyorum. Bu iştahım hiç
kaybolmuyor. Ondan kaynaklanıyor.
Sunay Akın’ın herhangi bir etkinliğe katılmadığı bir günü
nasıl geçiyor?
Yani, böyle bir şey
olamıyor. Çok sorumluluk yüklenince, artık yaşadığınız hayat size ait
olmuyor. Bir yandan gösteriler öte yandan, kitaplar, araştırmalar, televizyon
programları, keza müzeler, bütün bunları topladığınız zaman geriye pek bir şey
kalmıyor. Ama benim özelim ve tüzelim aynı aslında, orada da özelimi yaşıyorum ben.
Kitaplarda da gösterilerde de. Ben, öyle iş
sahibi, meslek sahibi bir insan değilim. İşe gitmek diye bir şeyim yok. Benim 24
saat özelimdir 24 saat işimdir.
ÇOCUKLARIMIZ KİTAP OKUYARAK KOBAY OLMAKTAN ÇIKARLAR
Gençlere ve çocuklara çok okumalarını tavsiye ediyorsunuz
ancak, bilgisayar ve internet tüm zamanlarını ele geçirmiş durumda. Bu gençlere
ne söylemek istersiniz?
Labirentin ortasına
peyniri koyarsınız. Fareyi bırakırsınız fare peynirin kokusunu alı,r onu bulmak
için labirentin koridorlarında yürür. Sonra da fare peyniri bulur ve
sevinir. Oysa fare hiçbir şey bulmadı. Peyniri
oraya ben koymuşumdur. Ve peynire giden bir tek yol var. İşte internet oyunları
ne yazık ki böyle. Tabi bilgi amaçlı interneti kullanmak çok doğru bir şey. Her
ne kadar orada bilgi kirliliği varsa da, zamanla bunun giderileceğini
düşünüyorum. Niçin kullandığınız çok
önemlidir. Teknolojiye karşı çıkmak da doğru değil. Önemli olan onu doğru
kullanmak. Fakat günümüzde çocukların ve gençlerin çoğunlukla doğru
kullanmadıklarını görüyoruz. Bu yüzden kobay olmaktan öteye gidemiyorlar ne
yazık ki.
Çocuklarımızı kitap okumaya teşvik etmek için biz anne
baba olarak ne yapmalıyız?
Çok kolay, eğer anne
baba kitap okuyorsa çocuk da kitap okur. Sizi evde karşılıklı kitap okurken
görmesi lazım. Başka bir şey yapmanız gerekmiyor.
Sizi sahnede izleme şansına sahip olmayan sevenleriniz için televizyondaki programınızdan bahsedebilir misiniz? Yeni televizyon projeleriniz var mı?
SKY Türk 360 ‘da “Hayat
Deyince” adlı programı yapıyorum. Başka program yapmayı düşünmüyorum, çok izleniyor ve gayet iyi gidiyor. Zamanım yok başka bir program yapmaya zaten.
"Trabzon Vakfı Kadın Platformu" Standında uzun bir sıra vardı gittiğimde. Çoğunlukla kadınların oluşturduğu kalabalık bir topluluk, Sunay Akın'a kitaplarını imzalatmak ve fotoğraf çektirmek için heyecanla bekliyorlardı. Kadın Platformunun Başkanı Yüksel Hanım, Sunay Akının kuzeni Sermin Hanım ve kırmızılar içerisinde tüm enerjisi ile Dilay Hanım standa gelenleri ağırlıyorlardı. Ben de sıramı bekledim ve kitabımı imzalattım. Hafızasına hayran olduğum Sunay Akın yine beni şaşırttı. "ooo hoşgeldiniz, tabi hatırladım, biz sizinle sosyal ağlarda da arkadaşız demez mi" Tabi çok mutlu oldum. Gösterisi öncesi fırsat yaratıp benimle yukarıda okuduğunuz kısa söyleşiyi gerçekleştirdi. Kendisine ve tüm Trabzon Vakfı Kadın Platformu'nun değerli kadınlarına teşekkür ediyorum.
9 Yorumlar
İnanamadım, Sunay Akın benim için çok özeldir. Birebir tanışmış olan insanlara hep gıpta ile bakarım. ''Ne şanslılar'' diye geçiririm alkımdan. hoş bir söyleşi olmuş. Darısı başıma :)
YanıtlaSilSunay Akın'ın geleceğini bilseydim ben de orda olurdum..ne büyük mutluluk
YanıtlaSilSunay akın, insan olarak, şair ve yazar olarak çok değerlidir benim içi, çok şanslısın Mavi annem:)
YanıtlaSilsevgiler:)
herbişeyleri çok beğendim bravo sana..Ankaradaki Trabzon etkanliklerine benimde çalıştığım Akçaabat Belediyesi de katıldı
YanıtlaSilSunay Akın kibarlığını zekasını göstermiş, farklı ve özel bir insan.
YanıtlaSilRöportaj harika, tebrikler Mavianne
Sunay Akın'ı severim. Çok güzel bir söyleşi olmuş, sevgiler canım. Öpüyorum.
YanıtlaSilçok severim kendisini.. Eskişehir de bir söyleşisine katılmıştım. hafızasına ben de bayılırım...
YanıtlaSilSunay Akın, bizim çocukluğumuza seslenir hep, oyuncak müzesine gidince kendi hatıralarım arasında yol alır gibi olurum hep.
YanıtlaSilKankim yine çok başarılı bir röportaj olmuş. Sorularınla biziSunay Akın ile yeniden tanıştırdın.
Sevgimle
canım Maviannecim ne güzell bir röportaj olmuş.Emeğine sağlık.fotoğraflarda da çok güzel çıkmışsınız.
YanıtlaSil