Ramazanın bu son günlerinde sizlere “Şükür Defteri”nden bahsetmek istiyorum.  Bu defterin yazarı; yıllardır sosyal medyadan takip ettiğim, ilk olarak blog yazılarıyla daha sonra, instagram sayfasındaki yazıları, fotoğrafları ile ruhumu okşayan, zihnimi açan çok değerli dostum Mümine Yıldız, kendi tabiriyle “göçebe ruhlu, üç çocuklu bir anne, doğanın nefesine, kainat tekkesine tutkun bir mecnun”. İnce Hayat, Kaşif, Damladaki Okyanus, Anda Sırlanmış Hayat, Sakız Hanım’ın Eteği, Güneş Anne ve Çiçek Kız ve Kiraz Çiçeği kitaplarının yazarı. 

Hz. Mevlana “Şükür, nimeti değil, nimeti vereni görmektir.” diyor, şükrettikçe nimetten ziyade, nimeti veren görünür olmaya başlıyor. Allah’ı hatırladıkça da hayatımıza karmaşa değil, berraklık geliyor. Üstelik şükür görmeyi de şiddetlendiriyor, sadece bakmıyor artık şükreden, sahiden görüyor. Gördükçe yeniden şükrediyor... Şükrettikçe daha çok şükredecek şey görüyor... Bu leziz döngü böylece deveran edip duruyor. Güzel görmek güzel düşünceyi de tetikliyor ardından. 

Bu düşüncelerle şükür listesi tutmaya başlamış Mümine, her sabah gün doğarken defterin başına oturuyor, bazen sayfalarca şükredecek şeyleri yazıyormuş. Sabahın nurunda yazmak hem şifalandırmış onu, hem de içine, bir günü güzel geçirecek kadar kuvvetli bir yaşama sevinci ekmiş. Öyle ki diyor Mümine; ayağıma çelme takacak hayat meşgalesine, bazen gelecek endişesine karşı, tebessümle karşılık verecek denli güçlü hissediyordum kendimi. Sanki şükürler görünmez, neşeli, çok kudretli bir kalkan oluşturuyordu etrafımda ve vızıltılar, vesveseler, esasen önemsiz ama önemli gibi görünen meseleler bu kalkana sızıntı yapmaz oluyordu. 

Münine Yıldız’ın Şükür Defteri’ni bana İstanbul’dan Ankara’ya ziyarete gelen çok sevdiğim dostum Şule getirdiğinde öyle sevindim ki. Benim adıma imzalatması ise anlamını bin kez daha artırdı. Mümine ile yüz yüze tanışmasak da yürekten bir bağ var aramızda bunu hissediyordum. Bana hediye edileceğini bilmeden, kitabın ilk sayfasına imza atarken yazdıkları da o bağın doğruluğunu kanıtlar nitelikteydi. 

Bu defteri alamasanız da, siz de her gün beyaz bir sayfaya şükür nedenlerinizi her gün sıralayabilirsiniz. “Şükür gayreti niyetiyle yazmaya başlayan, günbegün olana hayran kalacaktır ve anlatmaya çalıştıklarımdan ziyadesini yaşayacaktır, bize düşen gayret etmekse, hele bir gayret edelim” diyor Mümine. 

“Şükür kulluğun özüdür” İbn-i Arabi

ÜNYE KENT GAZETESİ

5 Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Kitap tanıtımınızı okudum. Kitabı ve yazarını çok güzel bir şekilde özetlemişsiniz. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim.

    Şükür, gerçekten üzerinde uzun uzun düşünülmesi ve ardından da gayrete gelerek esas ulaşılması istenilen hedefe ulaşılmasını sağlıyor. Şöyle ki; şükran duygusu; affetmek, kendimizi teselli edebilmek ve kabullenmek gibi baş edebilme becerilerimizi artırır. Fiziksel ve ruhsal sağlığımızı olumlu yönde etkiler. Hayat kalitemizi artırır. Her gün yaşadığımız üç olumlu durumu not ederek şükretmeyi alışkanlık haline getirebiliriz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Huzurun anahtarı, Şükür Defteri’nde o zaman :)

    YanıtlaSil
  3. tenk yuuu bir bakayıms :)

    YanıtlaSil
  4. Üretken bir yazarı konu almışsınız. Detaylı tanıtım için çok teşekkürler. Yaşadığımız her günün, her anın değeri var elbette. İnsan bunu zamanla daha iyi anlıyor. Yaşanan olumsuzluklarda da " Daha kötü günlerimiz olmasın, iyilerle karşılaşalım "diye içten bir dileğim vardır.
    Sevgiyle.

    YanıtlaSil
  5. Şükür defteri ne kadar da güzel. Beğendim bunu not alıyorum. Öneri için teşekkürler. 😊

    YanıtlaSil