Yaşı kemale ermiş ancak hala kendinden ve herkesten memnuniyetsiz, şikâyette olan kişiler sizin de çevrenizde vardır eminim. Onlar her fırsatta geçmişteki negatif hadiseleri anlatıp yıllar önceki duygusuna geri döner ve sinirlenir, oysaki bunun ne kendine ne de başkasına bir faydası vardır. 

Yüz birim yaşam enerjimiz var diyelim; geçmişteki bir olaya takılı kaldığımızda enerjimizin bir kısmını orada bırakmış oluyoruz. Örnek verecek olursam; patronum bir konuda canımı sıktı, ona söylemek istediğimi içime atıp söyleyemedim. Bu olayı unutamayıp uykularımı kaçıracak kadar zihnimde büyüttüğümde eşime dostuma sürekli anlattığımda bendeki yüz birim enerjinin on birimini, bilemedin yirmi birimini orada takılı bırakmış oluyorum. 

Geçmişte ne olduysa olduğu haliyle kabullenip, fark edip hayatına devam edebilme gücünü gösteriyorsan eğer kazanırsın. Bunu başarırsan tüm enerjin sana kalır. Anın tadını çıkarır geleceğe umutla bakarsın. Bir seçim yapmalı bu durumda; geçmişe takılı kalmayı mı tercih ediyorsun, olanı olduğu gibi kabul edip yola devam etmeyi mi? 

Yaşananları hatalarıyla, günah ve sevaplarıyla kabul eden onlardan ders çıkarıp en iyisini yapmaya niyet edebilen hafifliyor. Yaşadığın hayat, ancak her şeyini kabullendiğin zaman senin hayatın oluyor. Bugünkü seçimlerini doğru yapabilmen için geçmişinle barışman, kendinle barış ve sükûnet içinde sohbet edebilmen gerek. 

Hayatımızı yaptığımız seçimler şekillendiriyor, bugün yaptığımız her bir seçim yarınımızı oluşturuyor. Geçmişe bakıp hata olarak gördüğümüz, pişmanlık duyduğumuz ne varsa tüm bunların bir tecrübe olduğunu fark etmelisin. Bugün her ne isen tüm o tecrübeler sayesinde olabildin. Zamanda geri gidip değiştiremeyeceğimiz olaylar için “keşke” demek pişmanlık duymak enerjiyi boşa harcamak değil midir? Pişmanlık, kendini suçlama ve geçmişe tutunma hali insanın zihin enerjisini tüketen ağır bir rahatsızlıktır. 

Düşüncelerin, niyetlerin, arzuların ve korkuların geleceğini şekillendiriyor. Ne kadar donanımlı ne kadar bağışıklık sahibi ne kadar duru niyetli olabilirsek; geleceği şekillendirme konusunda irili ufaklı yapacağımız tüm hamleler, tüm kararlar bize olumlu sonuçlar olarak geri dönecek. 

Kendini bedensel, zihinsel olarak iyi hissettiğin hallerin sayısını arttırmanın; seni üzen, yoran, hasta eden şeyleri hayatından çıkarmanın yollarını öğrenmeye başlaman lazım. Çünkü adına yaşam bilgeliği denen şey zaman içerisinde ancak böyle inşa ediliyor.

 

“Sinan Canan, Yeni Dünyanın Cesur İnsanı

Kitabından esinlenerek kaleme alınmıştır.

8 Yorumlar

  1. Merhabalar özlemişim buraları blog dünyasını ..Gerçekten eskiye bağlı yaşamak insanın ruhunu öldürüyor,geçmiş gitmiştir geleceğe bakalım diyip pozitif enerjiyle ilerlemeliyiz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hoşgeldin canım
      bloglar yaşamalı değil mi ama

      Sil
    2. Aynen ama sosyal medya varken kimse bloglara uğramıyor

      Sil
  2. Merhabalar.
    Çok güzel, iyi söylüyorsunuz da; geçmişteki o izler taşa yazılmış gibi kazınmış. Hani suya yazdığımız dönemler olsa, hemen silinir ve bizler de unuturuz. Ama taşa kazınmış olayları unutamıyoruz. Onları hatırlatacak bir durumla karşılaştığımız da hemen aklımıza geliveriyor. Ben de memnun değilim bu durumdan ama, tedavi görmek gerekiyor. Çünkü tek başımıza çözebileceğimiz şeyler değil.
    Selam ve saygılarımla. Her şeyin başı sağlık; önce akıl, sonra beden sağlığı.

    YanıtlaSil
  3. Bloga yazmak da okumak da öyle keyifli ki... İyi ki varsınız.

    YanıtlaSil