Yaşam Sevincimizi Besliyor Muyuz?
Yaşam
sevincini beslemek için yapılabilecekleri sıralamıştı geçenlerde bir kişisel
gelişim uzmanı. “Olumlu düşünme” bunların en başında geliyordu. Çok ilginç bir
tabir kullandı anlatırken; “rağmen bakış açısı”. Başına istemediğin bir olay
geldiğinde şu soruyu kendinize sorun diyordu. Her şeye rağmen, bu olayın bana
öğretmeye çalıştığı neleri görmem gerekiyor?
Diğeri;
“her olana her haline şükredebilmek, şikayeti hayatından çıkarmak”. Yıllardır
denediğim bir yöntemdir bu benim. Tabi ilk başlarda o kadar da kolay olmuyordu.
Bir şeylerden şikayet ederken kendimi yakaladığımda, o olayı olduğundan çok
büyüttüğümü fark edip susmayı tercih ettiğim ve kendimi hafiflemiş hissettim. Söylenmeyi
bıraktığımda özgürleştim, şükrü artırdığımda ise hep güzellikleri hayatıma
çektim.
Yaratıcılık,
üretkenlik adeta bir terapi. Annem televizyon karşısında bile örgü örerdi ben
çocukken. Hiç anlayamazdım onu, “anne neden yoruluyorsun ki, bırak örgüyü de
filmi rahatça izle” derdim. Şimdi anlıyorum örgü örmenin, seramik çiçek
yapmanın, dikiş dikmenin vb. nasıl bir terapi olduğunu.
Annem,
bize kazak örmeye karar verdiğinde, rengarenk yün çilelerini tuhafiyeden alıp
eve gelirdik. Çile denirdi o yumak olmamış yüne. Avuç içlerimi karşılıklı bakacak şekilde
tutup, elimi çilenin içinden geçirir annemin karşısında dururdum. O da çileyi
özenle yün yumağına dönüştürürdü. Yünün kalınlığına göre örgü şişlerinin
numarası olurdu, her yün farklı şiş ile örülürdü. Abime o yıllar çok moda olan
önü saç örgülü, kolları pirinç desenli kazağını örerken kaç numaralı şiş
kullanmıştı hatırlamıyorum.
Sürekli
görüştüğün çevrendeki beş kişinin, hayatında çok önemli olduğunu duymuşsunuzdur.
Depresif, sürekli gıybet eden, surat
asan tiplerle çevriliyseniz işiniz zor. Yaşam sevincinizi yükseltmek şurada
dursun, sizi hayattan bezdirebilirler. Hayatı, zorlukları, karanlığı,
sıkıntıları ile de bir paket olarak kabullendiğimizde işin içinden çıkmamız
mümkün oluyor. “Hayatımızı neden güllük gülistanlık, sıkıntısız, ferah ve tek
bir çizgide geçiremiyoruz?” sorusuna verilen cevap beni çok etkilemişti. Bir
hasta düşünün hastane yatağında yatıyor ve kalp atışlarının izlendiği bir
cihaza bağlı. Bu cihaza baktığımızda bir yukarı bir aşağı zikzaklar çizer ve bu,
hastanın hayatta olduğunu gösterir. Ne zaman ki, sabit paralel tek bir çizgi halinde
duruyor cihaz, hastayı kaybetmişizdir,
artık hayatta değildir.
Hareket
berekettir der atalarımız çok da doğru söyler. Doğaya bakın, hayvanlara bakın
sürekli bir devinim içinde tüm evren. Hareketsiz durmak yaradılışa aykırı bir
durum. O nedenle hiç bir şey yapamıyorsanız bile yavaşça o televizyonun
karşısındaki koltuktan kalkın, camdan dışarı bakın, balkona çıkın, hadi
kalkmışken giyin spor ayakkabılarınızı ve o güzelim Ünye’nin sahiline çıkıp bir
deniz havası alın. Benim için de Yüzüncü Yıl’da bir şekersiz çay için.
Uyumadan
önce muhakkak bir saat kitap okumayı alışkanlık haline getirdim yıllardır.
Kitap okumak sizin empati kurma yeteneğinizi artırır. Küçük dünyanıza kocaman
bir pencere açar. Uyumadan önce eğlenceli bir müzik dinlemek veya film izlemek,
meditasyon yapmak da bize iyi gelenlerden. “Bugün ne öğrendim?” diye belki hiç
sormuyoruz kendimize, her günün bir çok hediyeyle geldiğini düşünüyorum. Onları
fark edip belki bir günlüğe belki de telefonumuzun notlar kısmına yazabiliriz.
Yaşam
sevincimizi beslemenin farklı yollarını eminim her biriniz hayatınızda
uyguluyorsunuzdur. Çocuklarımızla, eşimizle, dostumuzla bir araya geldiğimizde,
iyi yaşam sırlarımızı paylaşıp birbirimize destek olabiliriz.
8 Yorumlar
Merhabalar.
YanıtlaSilMaalesef yaşam sevincimizi beleyemiyoruz.
Selam ve saygılarımla.
üzüldüm
Sil"Yaşam sevincimizi besliyor muyuz? " Zor bir soru ama içtenlikle yanıt verildiğinde; zamana, duruma, kişilik yapılarımıza, çevremizdeki insanlara göre ne kadar farklı deyişlerle karşılaşıyoruz.
YanıtlaSilOlaylara, durumlara, kişilere olumlu baktığımızda veya olumlu anlamlar yüklediğimizde yaşam sevincimiz de yükseliyor, çok doğru. Ama bu durum her zaman gerçekleşemiyor. Somut gerçekler insanı karamsarlığa itebiliyor. Çaresizlik, umarsızlık insanlarımızı zor hallerde bırakabiliyor.
"Daha kötü günler yaşanmasın." deyişi bazen kısa zamanlı kurtuluşlar sağlıyor.
"Her şeye şükretmek" bazen çaba harcamamaya, durağanlığa itebiliyor insanı. Daha iyiye, daha uygun durumlara ulaşabilmeyi istemek, dilemek, pes etmemek daha mantıklı olabiliyor.
Güzel bir yazıydı, teşekkürler.
Yaşama sevincimiz daim olsun.
aminnn
Silaman aman olumsuz insanlar hiç çekilmez yaa :) olumsuzluğu hiç dillendirmemek lazım hatta :)
YanıtlaSilaynı fikirdeyim
SilAnnem kardeşimle bana durun yorulacaksiniz der durur. Oysa yorulmak, üretmek güzel.bence bizi bıraksınlar yorulalım:)
YanıtlaSilKESİNLİKLE YORULMAK GÜZELDİR. Çok sevdiğim Cemalnur Sargut şöyle der "meşguliyet cennettir"
Sil