Ünye Kent Gazetesi

Yağ yağ yağmur teknede hamur ver Allah’ım ver sulu sulu yağmur!

Yağmur yağıyor seller akıyor Arap kızı camdan bakıyor!

Bu tekerlemeleri söylerdik ben çocukken. Sımsıcacık bir yaz günü, denizin içinde yağmura tutulduğumuz oluyordu Ünye’de. Peki, bu sulak memlekette biz niye bu tekerlemeleri söylermişiz acaba bu tam bir muamma!

Ankara son zamanlarda nemi ile yağmuru ile hiç Karadeniz’i aratmıyor. Hele de Haziran günlerinde yağan bu yağmurlar bizi epeyce şaşırttı. Kimi “kırkikindiler” bu yağmurlar dedi, kimi “iklim değişikliğinin sonucu”. Her kim ne dediyse de bu durumun bir acayip olduğu kesin. Mevsimler değişti, yazımız, kışımız birbirine karıştı. Doğanın dengesiyle oynadık yıllardır. Verimli tarım arazilerini imara ve sanayiye açtık. Bir yolunu bulup tarım dışına çıkardık, hepimiz sorumluyuz bu sonuçtan. Kalkınmanın sadece sanayi ile konutla, yollarla olduğu yanılsamasına düştük. Tarımı, hayvancılığı, çiftçileri, köylüleri yok saydık. Şimdi ise küresel ölçekte bir gıda krizi kapımızda bekliyor.

Ne olacaktı ki, yıllardır koruma-kullanma dengesi diyerek insanoğlu kendi sonunu hazırladı. Korumayı değil sadece kullanmayı, bu yetmedi saygısızca kullanmayı seçti. Tarım topraklarımızın, ürünlerimizin, nehirlerimizin, gölümüzün, havamızın kıymetini bilemedik. Sözde sürdürülebilir kalkınma başlığının altında. Sürdürülemez bir yaşam döngüsüne hapis olduk. Doğal kaynaklarımız sinyal vermeye başladı, biz kulaklarımızı kapattık. Ürünlerimiz yetmedi “paramız var, yetmiyorsa ithal ederiz ne olacak canım” dedik. Biz ki, “yerli malı, yurdun malı her Türk bunu kullanmalı” sloganı ile büyüyen bir nesiliz. Her şeyin ithalini yemeye başladık. Bu da bize genetiği oynanmış, ne idiğü belirsiz gıdaları vücudumuza alıp bizleri hasta etti. Kanser dâhil birçok hastalık hızla arttı. Bizim de genetiğimiz yavaş yavaş değiştirildi farkına bile varmadık.

Ne yersen o’sun! Diyor şimdi uzmanlar. Evet, nerede kaldı bizim Ata tohumlarımız, bahçemizde yetişen, tarlalarımıza ektiğimiz geleneksel tahıllarımız, meyve ve sebzelerimiz.

Kıymetini bilemedik doğal kaynaklarımızın. Hepimiz Suçluyuz! Çocuklarımıza ve torunlarımıza güzel bir gelecek bırakamadık.

Bundan sonra ne yapmalıyız?

Tüketime değil, üretime odaklanmalıyız,

Tükettiğimizden daha fazlasını üretmeliyiz,

Elinde cep telefonu üretilenleri tüketmek yerine, sen de yeni bir fikir üretebilirsin,

Hayat şeklini değiştirebilir gereksiz harcadığın her şeyi sınırlayabilirsin,

Önemli olan daha çok üretmek ve daha az tüketmek.

1 Yorumlar