Sürpriz; hiç beklemediğiniz bir anda insanı şaşırtarak sevindiren veya üzülmesine yol açan olay olarak tanımlansa da sözlükte, benim için sürpriz, güzel şaşkınlıklardır. Diğeri pek sürpriz değil, başına aniden gelen kötü bir olay olur olsa olsa. Çok severim sürprizler yapıp çevremdekileri mutlu etmeyi. Altında yatan önemli bir detay vardır sürprizlerin. “Sen önemli ve değerlisin, sen benim için özelsin” mesajını direk yüreğinde hisseder sürpriz yapılan kişi. 

Kendinizi iyi hissetmediğinizde bir dostunuza sürpriz planlayıp, uygulamaya geçirin. Bakın nasıl bir domino etkisi yaratacak çevrenizde. Hem siz mutlu olacaksınız, hem de arkadaşınız zincirleme olarak onun etki alanındaki çevresi. Harika bir duygu bunu yaşayıp yaşatmak. Size arkadaşım Nuray ile yaptığımız bir sürprizden bahsetmek istiyorum bu vesileyle. Arkadaşımız hastanede hemşire ve her gün onlarca hasta ile yüz yüze geliyor. Zorlu bir işi var, ona rağmen hayata pozitif bakan, cıvıl cıvıl renkli bir kadın kendisi. Günler öncesi doğum günüydü, sosyal medyadan mesaj ile kutladık ancak, yoğunluktan yüz yüze kutlamaya fırsatımız olmadı.

 

Nuray, sarı bir uçan balon ve doğum günü pastası ile Selma’nın çalıştığı hastaneye gitmemizi önerdi. Ben hemen kabul ettim ve öğle tatilinde ona bu sürpriz doğum günü planladık. Öyle şaşırdı ve sevindi ki, göz yaşlarını tutamadı. Hayatımıza fark katmak istiyorsak, bir insanın gönlünü almak yapacağımız en büyük yatırımdır. O sarı uçan balonu gökyüzüne uçururken bir dilek tuttu ve mutlulukla gökyüzüne bıraktı. 

Dualarımız, dileklerimiz hiç de ummadığımız bir anda gerçek oluyor ve biz şaşırıyoruz. Yaradan her zaman kimin dosdoğru olduğunu biliyor ve ona bazen hiç ummadığı yerde kapılar açıyor. Yüreğini, gönlünü ve niyetini güzel tutarsan hayat da sana güzel yollar gösterir. Çevresine faydalı olan, gönülden, çıkarsız iyilik yapan herkesin bilmesi gereken tek şey, tüm bunları kendine yapıyorsun. İlahi düzen sana çevirmenin yolunu buluyor ve sen de yaptıklarından bin kat fazlasını görüyorsun. Tabi bu tam tersi kötülük için de geçerli. 

Son zamanlarda moda olan tüm kişisel gelişim kitaplarında yazanları bir araya getirsen aynı şeye parmak basıyor. Aynı hedefe farklı yollardan varmanın yollarını anlatıyor.

 

Bir insanın hayatından memnun olmasının yüzde 50 oranında genetik yapısına bağlı olduğunu söylüyor uzmanlar. Genler neşeli, rahat bir kişilik yapısını, stresle başa çıkma kapasitesini, depresyon ve endişeye meyili yönlendiriyor.  Eğer bir insan genetik olarak mutluluğa meyilliyse, başına berbat şeyler de gelse, hatta kaza sonucu bir uzvunu bile kaybetse, zaman içinde, eski mutluluk seviyesine ya da ona yakın bir noktaya dönebiliyor.

Bütün psikologların üzerinde fikir birliğine vardıkları üç mutluluk formülü var: Şükretmek, iyilik yapmak ve yaptığın işi sevip daha çok konsantre olmak. Şükretmek, hayattan duyduğun memnuniyeti ifade etmek, hatta bunu düzenli olarak yazmak ve söylemek, sadece insanın keyfini yerine getirmekle kalmıyor fiziksel sağlığı düzeltiyor, enerji seviyelerini yükseltiyor, acı ve yorgunluğu azaltıyor. 

İyilik yapmak, örneğin sokak hayvanlarına düzenli beslemek, bir hastaya yardım etmek, birini zor durumdan kurtarmak mutluluk derecesini ani bir biçimde artırıyor. Para, aşk, güneş, gençlik değil asıl mutluluk getiren. Yaptığınız işi sevip, o işe bütün konsantrasyonunuzu ve enerjinizi severek vermek de, mutluluğun formüllerinden biri. Mutlu olmak için çalış, iyilik yap, şükret!

1 Yorumlar