Çocukluk Neden Özlenir?
“Ben
çocukken…” diye başlayan bir cümle kurmayan yoktur sanırım.
Nedir o yıllardan hafızamızda muhteşem
bir anı olarak kalan, özlediklerimiz? Çocukluk masumiyeti ile her şeyi daha
tozpembe görüyorduk diyebilirsiniz. Çok da masum değildir oysaki bazı anılar.
Sadece çocukken yapılabilecek yaramazlıklardır belki de özlenen. Bizi çocukken
çok eğlendiren birkaç şeyi yazmıştı geçende bir blog yazarı arkadaşım. Ben de
aklıma anılarla ekleme yaptım. Siz neleri hatırlıyorsunuz, bir düşünün?
Kalemin silgi kısmını dişlemek,
Defter sayfasının kenarına süs çizmek,
Kaydırağa yürüyerek tersten çıkmak,
Televizyonu tam dibinden izlemek,
Bisküvilerin iç kremasını yemek,
Yaptığımız tüm resimlere güneş ile
birlikte bacası tüten üçgen çatılı ev çizmek,
Komşuların zillerine basıp kaçmak,
Balkondan aşağı su atmak,
Kasetlerin bantlarını sökmek sonra da
kalemle geri sarmak,
Kutu meyve sularını içtikten sonra
üstüne basıp patlatmak,
Kapı pervazlarına tırmanmak,
Koltuk minderlerini, sandalyeleri dizip
çadır yapmak,
Balkonda bıldırcın yakalamak için tuzak
kurmak,
Meyve ağaçlarına tırmanmak,
Komşunun bahçesine kaçan topu gizlice
almak için ısırganların arasına girmek,
Hanım ellerinin içindeki sütü emmek,
Yokuş aşağı koşmak,
Kapı önünde, balkonda, terasta her yerde
evcilik oynayabilmek,
Çam ağaçlarının arkasına saklanıp
borulardan külah üflemek,
Sokakta oynarken acıkınca yengemin
camdan uzattığı tuzlu tereyağlı ekmeği iştahla yemek,
İçindeki çocuğu her daim yaşatanların
daha enerjik, neşeli ve mutlu olduklarına şahidim. Şu kısacık ömrümüzden
endişeyi, kaprisi, asık suratlı olmayı çıkarıp yerine esnek olmayı, her daim
gülümsemeyi ve espriyi koysak nasıl olur? Bence harika bir yaşama direk geçiş
yaparız, denemekten kimseye bir zarar gelmez. Olsa olsa en fazla mutlu
olursunuz ve çevrenizdekiler “ne oldu sana çok iyi görünüyorsun, gençleşmişsin”
derler buna emin olabilirsiniz.
Selam vermek, selam almak ve gülümsemek
özümüzde olan bizi insan yapan değerler. Ciddi olmanın surat asmak olmadığını
biliyorum ve bunu savunanların yanıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta bir
araştırmaya göre, gülümsemek yaratıcılığı artırıyormuş, iş verimliliğini ve
ruhsal sağlığını koruduğu ise bir gerçek.
Çocukken gülmek için bir sebep gerekmezdi bize, gerçi ağlamak için de öyle. Her şeye ağlayan, mızıldanan çocuklar da oldukça çoktu. Arkadaşım Nuray’ın söylediği gibi “mutluluk bir seçimdir ve ben çocukken mutlu olmayı seçtim”. Hedefiniz ve seçiminiz huzurlu, kaliteli ve mutlu bir hayat ise gülümsemeyi ve içinizdeki çocuğa kulak vermeyi ihmal etmeyin.
11 Yorumlar
çok güzel yazıydı :)
YanıtlaSilTESEKKURLER CANIM
Silarada spama da bakın, yorumlarımız bazen spama düşüyor :)
YanıtlaSilhaklısın senın yorumların spama düşmüş
SilÇocukluk küçük ayrıntılarda mutlu olmakti sanki büyüdükçe bu detayı kaybediyoruz...
YanıtlaSilmaalesef hayatın gerçekleri
SilBallıbabaların dibi de hanımelleri kadar lezzetliydi. Morsalkımları da yerdik. Akşam sefalarının tohumlarını toplayıp birbirimize atardık ya da içlerini çıkartıp tepeşir gibi yazmaya çalışırdık. Pisipisi otlarının ortasını kopartmadan yapraklarını toplamaya çalışırdık, en üstteki üç yaprağa kadar gelirsek dileğimizin gerçekleşeceğini düşünürdük.
YanıtlaSilevet sen de ne güzel hatırlamışsın handancığım bravo sana
Silnasıl güzel anılar bunlar
Çoğu yaptığım şeyler :) En çok sek sek oynamayı bir de lastik denirdi bizim zamanımızda onu oynamayı severdim, sokak oyunları en çok aklımda kalan sanırım.
YanıtlaSilbenim de sokak oyunları ve evcilik :))
Silbu güzel yazını son yazıma koydum, linkini :)
YanıtlaSil