Görsel Google

Hayat seçimlerden ibaret, birçok yol çıkıyor karşımıza hangi yolu seçiyorsak o yolda ilerliyoruz. Bilinçli veya bilinçsiz, kendi irademizle veya başkasının etkisi ile. Her ne şekilde olursa olsun bu tercihler şekillendiriyor hayatımızı. Durup düşünerek hareket ediyorsak bazı durumlarda, daha avantajlı olabiliyoruz. Fevri kararlar genelde bizi yanıltıyor. Vicdan ve akıl arasında bazen de gel-git’ler yaşıyoruz. Mantıkla mı karar vermeli, yüreğinle mi? Bu tartışıla gelsin, ben ikisinin dengede olduğu seçimler yapılması taraftarıyım.

Üniversite sınav sonuçları açıklandı ve gençler hayatlarının kararını alacaklar. Hangi Üniversiteyi ve hangi bölümü tercih edecekler? Meslek hedefi koymayan, ne olmak istediğini bilmeyen gençler çoğunlukta. Kaç bininci olduğuna göre şekilleniyor yapacağı okul tercihleri. 

Sadece havalı bir meslek isminin peşinden mi gidecek, o mesleği gerçekten yapıp yapamayacağını tartarak mı tercihlerini yapacak gençler. Ülkemiz koşullarında bazen de umutsuzluğa kapılıyor gençler, mezun olup da işsiz kalma endişesi tabi ki büyük bir sorun. Üniversite’de kendini her şekilde yetiştiren, en az bir yabancı dil bilen, sosyal, kültürel gruplarda görev alan, staj yaparken mesleğin ayrıntılarını öğrenmeye gayret eden, çabalayan gençler bir adım önde hayata atılacaklar.

 Gençlerin ebeveynleri ile ilişkisi, ailesinin toplumsal ve ekonomik düzeyi ve içinde yer aldığı çevre meslek seçiminde rol alan faktörlerden birkaçı. Bazı meslekler bir toplumda saygınlık göstergesi iken bazılarında ise sıradan olarak sayılabiliyor. Bu yüzden gençler toplum tarafından kabul görmüş ve değerli olarak kabul edilen meslekleri seçme eğiliminde oluyorlar. Bulundukları toplumdan, ailesinden ve öğrenimini tamamladığı okuldan elde ettiği inanışlar onun meslek seçiminde önemli bir etken oluyor. Para, güç ve şöhret gibi maddi beklentiler göz önünde bulundurularak yapılan meslek seçimlerine eğilim artıyor günümüzde.

 Asıl olan gencin kendi kişiliğine ve becerilerine göre mesleğini tercih etmesi. Bir kimsenin herhangi bir konuda doğru bir seçim yapabilmesi, ya da başka bir deyişle, sağlıklı karar verebilmesi için, her şeyden önce, neler istediğini ve bunları elde edebilmek için ne gibi olanaklara sahip olduğunu bilmesi gerekir. 

İnsanın yaşamı boyunca yerine getirmesi gereken gelişim görevleri içinde en önemlisi ve en zor gerçekleştirilebileni ne istediği ve neleri ne ölçüde yapıp, neleri yapamayacağı konusunda net ve kararlı bir benlik algısı geliştirmesidir. Kendini bilmek her devirde ve kültürde olgunluğun birinci koşulu sayılmıştır. Meslek seçimi söz konusu olduğunda kişinin kendini bilmesi demek hangi çalışma alanının gerektirdiği görevleri yerine getirebileceği, (yetenekleri) nasıl bir çalışma ortamında ne gibi işleri yapmaktan hoşnut olacağı (ilgileri) ve mesleki etkinliklerden başka ne gibi yararlar beklediğini (meslek değerlerini) açık seçik olarak ifade edebilmesi demektir.

 

Önce kendini dinlemeli, geçmişte ne gibi işleri yaparken, ne gibi ortamlarda bulunurken mutlu olduğunu, ne zaman gerginlik ve sıkıntı duyduğunu hatırlamaya çalışmalıdır. Böyle bir içe bakış yöntemi kişiye hangi konuları kolay öğrendiği, hangi alanlarda çalışmakla mutlu olduğu hakkında bir fikir verir. İlgilerine uygun alanda çalışan insanlar çalışmayı bir angarya değil bir zevk olarak yaşarlar.

 

Gençler, eğitim programları ve çalışma yaşamı hakkında bilgi verici kaynaklara ulaşmaya, onları dikkatle izleyip değerlendirmeye çalışmalı, girmeyi düşündüğü bölümlerde verilen eğitim hakkında bilgilenmek için mümkünse oralarda okuyan gençlerle konuşmalı, o alanlardaki eğitimin kendisine sağlayacağı yararlarla kendisinden beklenenleri karşılaştırmalı, bu araştırmayı çok yönlü olarak yapmalı, birkaç kaynağa takılıp kalmamalı, başkalarından duyduklarının doğruluğunu resmi kaynaklara başvurarak sınamalıdır.

 

(Yazımın bir kısmında alıntı yaptığım Kaynak; Prof. Dr. Yıldız Kuzgun, ÖSYM)

ÜNYEKENT KÖŞE YAZIM

1 Yorumlar

  1. dün düşürdüler puanı, artık herkes üniversite bitircek, işsiz üniversiteli sayısı milyonları bulacak maleselef.

    YanıtlaSil