(Ünye'de en güzel burmayı Yıldız Yenge yapar. 
Bu bayram yeme şansını buldum bu nefis tatlıdan)

Çocukluk bayramlarını hiç kimse unutmaz. Geçmişi düşündüğümüzde, o güzel eğlenceli, kalabalık bayram günleri tüm canlılığı ile karşımıza çıkar. Ünye’de geçen çocukluğumun bayramları da tabi ki anılarımda en güzel yerini koruyor. El öpmeler, bayram harçlıkları, bayram ziyaretleri, yeni giysiler, şeker ve çikolata şöleni. 

Bayram hazırlıkları günler öncesinde bayram temizliği ile başlar, fındıklı burma baklava, Ünye lokumu ve su böreği açılması ile devam ederdi. Bunun yanı sıra sarmalar, yemekler hep hazırda olurdu ki, gelen misafir aç ise hemen sofra kurulsun. Kalabalık ailelerde malumunuz bayram ziyaretleri bir şölene döner. Çocuklar koşuşturur, büyüklerin sohbeti hararetli ve neşelidir, gençler ayakta hem hizmette hem eğlencededir. 

Baklavanın yanında muhakkak ayran ikram edilirdi bizim evde. Daha sonra meyve suyu eklendi bu ikrama ancak, ayran olmazsa olmazdı, tatlıyı tek başına sunmak ayıptı adeta. Çarşamba günü kurulan köylü pazarından alınan süt kaynatılıp, yoğurt yapılır ve o mis gibi yoğurttan yapılan ayranın tadı da bir başka olurdu. Daha sonraları öğrendim ki, tatlı ile içilen bir bardak ayran hem kan şekerini düzenliyor, hem de tatlının vücuda daha çabuk karışmasını engelliyormuş.

Tüm büyüklerin genç, sağlıklı ve hayatta olduğu o çocuk bayramlarını unutmak mümkün mü? Kabristan ziyaretleri yapılırdı arefe günü bu dünyadan göçen anneanne ve dedeler ziyaret edilirdi. Kabrin kurumuş toprakları sulanır, dualar okunurdu, İsim ve soyadlarımızın aynı olduğu mezar taşını görmek biraz ürkütse de bizi, ölümün de bir gerçek olduğunu anlamamız açısından güzel bir deneyim olurdu bu ziyaretler.

Biz büyüdük, anne babalarımız yaş aldı. Sonra da “Nerede o eski bayramlar?” demeye başladık. Herkesin hayatta ve genç olduğu, bizlerin ise çocuk olduğu o güzel günlere özlem barındırır bu cümle. Biz büyüdük ve kayıplar yaşadık, onların yeri doldurulamayacak kadar büyük, onları özlemle anmak, kabirlerine ziyaret etmek acıtır içimizi. Edilen o duaların içinde, onlarla yaşadığımız o güzel günlerin şükürde saklıdır. Bizler de çocuklarımıza yaşatmaya çalışırız o anlamlı bayram günlerini.

Her şeye rağmen hayatı dolu dolu yaşamak, özel günlerin değerini bilmek nasıl da güzel bir erdemdir. Şikayet eden değil, şükreden olabilmeyi diliyorum hepimize. Kolayı seçip her şeyden şikayet etmek yerine, anın değerini görerek yaşamak ve yaşatmak gerek. Bayram ve düğün gibi neşeli güzel günlerde bir arada olunca yaşadığının farkına varıyor insan. Paylaşmak acıyı soğutuyor, mutluluğu çoğaltıyor. Akrabalarımızın, ailemizin, dostlarımızın kıymetini bilerek yaşamak ve bayram gibi bayramlar geçirmek gibisi yok. 

Bayramınız Kutlu Olsun.

ÜNYEKENT GAZETESİ KÖŞE YAZIM

1 Yorumlar

  1. aa baklava ayran mıııı ilginç, baklava gazoz idi bizdeee :)

    YanıtlaSil