DİKKAT AT KESTANESİ DÜŞEBİLİR
Sonbaharda at kestaneleri yeşil kabuklarından ayrılarak yerlere düşer ve özgürlüklerini ilan eder,
Dikkat etmek lazım her an yürürken başınıza aniden bir at kestanesi düşebilir,
Ankara'da dikkat ettiyseniz eğer özellikle Kızılay civarında kaldırımların üzerinde At Kestanesi Ağaçları endam ederler,
Sonbaharın gelmesi ile yeşil yaprakları kızıla döner,
Kaldırımda yürürken kocaman yaprakları gölge yapar,
Ankara'nın sıcağında onların sayesinde serin bir şekilde Kızılaydan sıhhiye'ye kadar yürürsünüz,
sadece Kızılay'da değil ODTÜ'de Beytepe'de de yolların kenarlarını süsler görkemli gövdesi ile,
Berekettir, çantanızın içerisinde anahtarınızı aradığınızda elinize değen bu pürüzsüz ve ipeksi yüzeyi olan kestanenin size doğanın enerjisini vereceğinden hiç kuşkum yok.
At kestanesinin, çiçeğinden, tohumundan yani
kestanesinden, ağaç kabuğundan, yapraklarından ayrı ayrı ilaç olarak
yararlanılıyormuş ancak ham olarak at kestanesi ''esculin'' denilen bir zehiri üretiyor muş ve eğer
yenirse ölüme sebebiyet verebilirmiş.
At kestanesinin tohum ve yaprağının varise, filibit denilen bir tür damar iltihabına, hemoroide, sadece tohumları, fazla büyümüş prostata, ishale, ateşe iyi geldiği, tohumlarının kimyasal işleme tabi tutularak, aktif bileşenleri ayrılıp, konsantre edildiği durumda oluşan özün, kronik damar yetersizliği denilen bir tür dolaşım bozukluğuna iyi geldiği, yapraklarının, egzemada, adet sancısında, kemik kırılmaları ve çatlaklarında şişliğin inmesinde, öksürükte, artiritte, eklem ağrılarında, ağacın kabuğunun, malarya ve dizanteri tedavilerinde, ağaç dallarının kabuklarının lupus adı verilen deri veremi ve ülserlerde kullanılmaktaymış.
At kestanesi, Osmanlı'da önemli bir yer tutan atların öksürük ve kurtların yol açtığı
hastalıklarını tedavi etmede kullanılırmış.
At kestanesinin tohum ve yaprağının varise, filibit denilen bir tür damar iltihabına, hemoroide, sadece tohumları, fazla büyümüş prostata, ishale, ateşe iyi geldiği, tohumlarının kimyasal işleme tabi tutularak, aktif bileşenleri ayrılıp, konsantre edildiği durumda oluşan özün, kronik damar yetersizliği denilen bir tür dolaşım bozukluğuna iyi geldiği, yapraklarının, egzemada, adet sancısında, kemik kırılmaları ve çatlaklarında şişliğin inmesinde, öksürükte, artiritte, eklem ağrılarında, ağacın kabuğunun, malarya ve dizanteri tedavilerinde, ağaç dallarının kabuklarının lupus adı verilen deri veremi ve ülserlerde kullanılmaktaymış.
7 Yorumlar
bereket olduğunu bilmiyordum bundan sonra hemen çantama atıyorum,bir de feci korkuyorum vallahi her an başıma düşecek diye :)
YanıtlaSilŞükür sorunu halledip artık bloğuna girebiliyorum mavianne:) at kestanesini ben yün kazakları ve yorgan gibi şeyleri saklarken arasına koyuyorum bir nevi naftalin görevini görüyor...
YanıtlaSilAma bu kadar faydası olduğunu bilmiyordum! Benim iş yerimin bahçesindede epeyce var...
İstanbulda findikzadede oturuyorum mavi anne Fatih'e bağlı maalesef belediye ağaçları buduyoruz diye canim kaç yıllık ağaçları budamak hak getire resmen katlediyorlar babam kaç kere ici ciz etti müdahale etti eşimde bende ama saçma sapan karşılık aldık resimlerde ağaçları görünce burdaki ağaçlar geldi gözümün önüne üzüldüm keske budanasalarda basımıza at kestanesi düşse doğaya sahip çıkalım bununla ilgili dilekçe bile verdim devamda edeceğim ağaçlar yok olmasının sevgiler
YanıtlaSil
YanıtlaSilBenim Çantamda da at kestanesi bulunur yıllardır çünkü strese karşı olumlu bir etkisi olduğunu duymuştum. Koyu gölgesi, görkemli yapısı ve iri yapraklarıyla en sevdiğim ağaçlar arasındadır at kestanesi. Neyse ki Batıkentte çokça var:)
( Ben de uzun zamandır bloguna giremiyordum, şimdi rahatça girebildiğim için sevindim:))
Sevgiler
Uğurunu yeni öğrendim :) burdada çok var ama bir yürüyüşe çıkıp toplayayım biraz. Öperim.
YanıtlaSilŞimdi bana buralarda at kestanesi aratacaksın :)
YanıtlaSilÇok zehirli olduğu söyleniyor
YanıtlaSil