Dijital Vücut Dili
Vücut dilimizin en az konuştuğumuz dil kadar etkili olduğunu, hatta bu ikisi arasında bir yarışma olsa kazananın, vücut dili olduğunu biliyor muydunuz? Günlük hayatımızda telefon açıp konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih ediyoruz. Sosyal medyadan yazdığımız yorumlar, gönderdiğimiz mesajlar vasıtasıyla telefon ekranından iletişim kuruyoruz herkesle. O anki duygumuzu karşımızdakine hissettiren ses tonumuz ve geleneksel beden dilimiz olmadan yazarak ifade etmeye çalışıyoruz kendimizi. Bu nedenle de iyi bir yazar olmak her zamankinden daha önemli bir hale geliyor.
Böyle bir
dünyada en az vücut dili kadar önemli yeni bir kavram ortaya çıkıyor: Dijital Vücut
Dili. Dijital vücut diliniz sizin
kişiliğinizi ele veriyor, bu yüzden yazılı iletişimde dil kullanımı ve gramer
son derece önemli. Karşınızdaki sizi görmüyor olabilir ama nasıl, bir iş yerine
ya da herhangi bir sosyal ortama gittiğimizde temiz ve düzgün bir kıyafet
giyiyorsak, sosyal medyada yaptığımız yorumlar veya mesajlaşmalarda da dahi
anlamındaki de’yi ayrı yazmamız gibi ayrıntılar, dili özenli ve iyi kullandığımızı
gösteriyor.
Konuyla ilgili yazılmış bir kitabın yazarı Erica Dhawan “iyi yazmak, karşımızdakine gösterdiğimiz saygının işaretidir” diyor. “Yanlış anlaşılmalardan, belirsizliklerden ve kaba bir dilden kaçınırsanız karşınızdakinin zamanına ve duygularına yeterince değer verdiğinizi gösterirsiniz.” Ekranda, fiziksel beden diliniz noktalama işaretlerine, yaptığınız zamanlamaya ve seçtiğiniz iletişim ortamına dönüşür.
Dijital Vücut Dilinin 4 Yasası;
İlk yasa; karşınızdakine gözle görülür şekilde değer verdiğinizi gösterin. Her şeyden önce yazdıklarını dikkatli bir şekilde okuyun.
İkinci yasa; çok açık ve belirgin ifadelerle yazışın. Çünkü iş dünyasındaki projelerin %80’i muğlak ifadelerle oluşturuluyor. Açık ve net yazmak sizin empati seviyenizi gösterir. Karşımızdaki aklımızı okuyamaz.
Üçüncü yasa; işbirliğini
teşvik edin. Fikirlerde çeşitlilik arttığında zenginlik de artar.
Dördüncü yasa; tamamıyla güvene dayalı bir iletişim kurun. Karşınızdakinin niyetinin iyi olduğu varsayımıyla hareket edin. İnsanlığın en büyük kazanımları barış dönemlerinde oldu. Bunun yolu pozitif olmaktan geçiyor. Yıkıcı olmak yerine yapıcı olmak. Karşımızdakinin mesajının satır aralarını okurken niyetini olumlu seçenekle yorumlamak.
Arada şaşırtın dostlarınızı, bir
değişiklik yapın yazışmak yerine görüntülü konuşmayı deneyin.
(Barış Özcan’ın makalesinden
esinlenerek kaleme alınmıştır.)
3 Mayıs; Dünya Basın Özgürlüğü Günü
“Boynundaki o cumartesi kokusu,
Nereden geldi, nereden sızdı yalnızlığıma.”
Ahmet Erhan
0 Yorumlar