Marteniçka
Mart ayı gelince kırmızı ve beyaz ipler görülmeye başladı bileklerde. Peki ama bu bileklikler de nereden çıktı, niye takıyor bu insanlar? Bahar gelince leylekler, kırlangıçlar göç eder, kuru dallar tomurcuklanır, kuşlar daha neşeli söyler şarkılarını, güneş bize inat gülümser masmavi gökyüzünde. Doğanın yeniden canlanışı, bizim de enerjimizi yükseltiyor, yeni bir nefes oluyor bedenimize.
Ben severim ritüelleri, enerjimi yükseltecekse, beni mutlu edecekse yapmak isterim. Bir Balkan geleneği olan Marteniçka, Martipi ya da Martenitsa adı da verilen bu kırmızı beyaz ip bileklikleri, baharın gelmesiyle yani Mart itibarıyla bir dilek tutup takılıyor. Evinizde kırmızı ve beyaz yün veya kalınca bir ip varsa kendiniz de kolayca yapabilirsiniz, benim gibi ucuna da küçük bir boncuk taktınız mı tamamdır. Yaptığım bu kırmızı beyaz bileklikleri kız arkadaşlarıma da hediye ediyorum, maksat bir hoşluk olsun.
Kırmızı renkli ip; hayatın enerjisini, sağlık ve gücü temsil ederken, beyaz renk; uzun ömrü, saflık ve yeni başlangıçları simgeliyor. Bir kez bileğine taktın mı, artık baharın büyüsüne ortak olmuşsun demektir!
Yürüyüşe çıktığınızda mart ayı boyunca başınızı kaldırın, şöyle bakın bakalım kırlangıç veya leylek görecek misiniz? Bu çok önemli çünkü, mart ayı sonlarında bileğindeki Marteniçkayı bahar dalına bağlaman için bu kuşları görmen gerekir. Pembeli, beyazlı çiçeklenmiş dallarda bu kırmızı beyaz ipler pek güzel görünüyor.
Tanrılar Okulu
Stefano
D’Anna
Tek çıkış yolunun insanın kendi gerçeği olduğundan hareketle; karşınıza çıkan tüm aksiliklerin, korkuların; karamsarlığın ve kendine olan özgüvensizliğin somut yansıması olduğunu söylüyor ve bunu fark ettiğimde şikâyet etmekten, başkalarını suçlamaktan, pişmanlık duymaktan ya da kendime acımaktan vazgeçtim diyor yazar Tanrılar Okulu kitabında. Gerçekleşen olaylarda hayal ve gerçek kavramı iç içe geçiyor; gerçeklerin düşlere yön vermesi kadar, kurulan bütün düşlerin de gerçekleri inşa edeceğini anlatıyor.
Başarısız sosyal yaşamı, pişmanlıkları, gelgitli ilişkileri olan, hayatı tüm hızıyla yokuş aşağı giden bir adamın karşısına hayali ulvi bir öğretmen olan Dreamer’ın (Düşleyen) çıkması ve roman kahramanının yaşam yolculuğunu etkilemesi, kendini bulma hikayesi olarak özetleyebileceğim etkili diyaloglarla bezeli, bir kişisel gelişim kitabı Tanrılar Okulu.
Kitaptan
altı çizili satırlarımdan;
-
Evren
olduğu haliyle mükemmeldir. Değişmesi gereken yalnızca sensin.
-
Bir
insanın nefesi genişledikçe, gerçeği de zenginleşir. Kaderini değiştirmek
istiyorsan, nefesin üstünde çalış, bilerek nefes almaya yeterince zaman ayır.
-
Yalnızca
bütün olmayı başaran kişi özgür olabilir
- Karşılaştığın
her kişi bir kapıdır. Bu kişiler senin geçişini engelleyebilecekleri gibi,
ilerlemen için bir basamağa da dönüşebilir.
deryâ-
dil.
Anlayışlı. Her
şeyi hoş karşılayan. Dilimize
Farsçadan
geçmiştir. Bolluk ve sonsuzluk
mânâsındaki derya
kelimesiyle, yürek
mânâsındaki dil
kelimesinin birleşiminden oluşmuştur.
Kaynak: LUGAT365
1 Yorumlar
tanrılar okulunun yazarı istanbula gelmişti :) gelenekler güzeldiiir :)
YanıtlaSil