Hoşçakalın
Karikatür: mahirinkalemi/ Ahmet Mahir Erdem
86 yaşında hayatını kaybeden usta tiyatro oyuncusu Genco Erkal çektiği
bir videoda şöyle diyor; “Çok küçük yaşta ben hayattaki yerimi keşfettim ve
asıl sahne üzerinde yaşadığımı fark ettim, bunun bilincine varınca uzun bir
yolculuğa çıkıyorsun. Ömür boyu sürecek bir maraton bu, bir etap bitiyor öteki
başlıyor, hep daha iyisini yapabilirim daha iyisini yapmalıyım diyorsun. Önemli
olan her zaman alçakgönüllü olmak, yapmacıksız, dürüst olmak, içten ve tutarlı
olmak, her zaman yürekten inanarak işini aşkla tutkuyla yapmak.”
Mekânı cennet olsun, gerçek bir sanatçı ve insan gibi bir insan olduğunu
bu sözlerle belli etmiş zaten değil mi? Ne kadar önemli yaptığı işi aşkla yapmak;
söylenmeden, şikâyet etmeden, nasıl daha iyi olabilirim diye düşünerek yapmak.
Ömür boyu sürecek bir maraton bu diyor; hep daha iyisini nasıl yapabilirim? Yaşın
kaç olursa olsun bu soruyu kendine sormak ve hayatını buna göre düzenlemek çok
kıymetli.
Hayattaki yerini keşfedemeyen, kendini sevmeyen, sürekli şikâyet eden
mutsuz insanlar dolayısıyla bizleri de olumsuz etkiliyor. Oysaki Genco Erkal
gibi hayat amacını küçük yaşta keşfedip, kendini tanıyan ve hayat yolculuğunda zarafetle
yol alanlar bize de ışık oluyor. Onların açtığı o ışıklı yolda bizler de, aynı
şevk ve umutla yürümeye devam ediyor; o meşaleyi elden ele geçiriyoruz.
Çok küçük yaşlarda duymuştum “ne iş yaparsan yap en iyisini yap” nasihatini.
Uzun yıllar çalıştığım Bakanlık’ta, çay ve temizlik işlerine bakan bir bey
vardı; sabah erkenden çayı demler, çay ocağını tertemiz yapar, güler yüzle bizi
karşılardı. O ne zamanki bizim birimden başka yere verildi, yerine başka biri
geldi hepimiz onun kıymetini ve işini aşkla yaptığını anladık. Yerine gelen bey,
işleri ona zülüm verir bir yüz ifadesi ile yapar, memnuniyetsizliği beden
dilinden anlaşılırdı.
Dürüst, yapmacıksız, faydalı, alçakgönüllü bir hayat sürmenin önemini bize,
adeta dantel gibi emekle işlenmiş yaşam yolculuğuyla gösteren tüm sanatçılara
selam olsun.
Videonun sonunda Genco Erkal, Nazım Hikmet’in Veda şiiri ile sesleniyor;
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın!
Sizi canımda
canımın içinde,
kavgamı kafamda götürüyorum.
Hoşça kalın
dostlarım benim
hoşça kalın…
Resimlerdeki kuşlar gibi
dizilip üstüne kumsalın,
mendil sallamayın bana.
İstemez…
1 Yorumlar
tek başına oynadığı bir oyunu izlemiştim, iyiydi tabii :)
YanıtlaSil