Kırklı yaşlarımın başındaydım okuduğum kitaplardaki yazılar küçülmeye başladı! Romanları neden çok küçük boyutta yazdıklarına bir anlam veremedim önce. Bir baktım ki sadece romanlardaki harfler değil dizilerdeki altyazılar da silikleşmiş, küçülmüş. O zaman anladım ki benim gözleri, doktora götürme zamanım gelmiş. Yakın gözlüklerle kitaplarıma baktığımda mucizevi bir şekilde tüm harflerin büyüdüğünü ve berraklaştığını fark ettim! Yıllar sonra yakın gözlüğüme arkadaşı, uzak gözlük eşlik etti.


Ancak ben bir türlü alışamadım uzak gözlüğü takmaya. O nedenle de çoğu zaman ufak ayrıntıları görmüyorum. Benim onları görmemem onların orada olmadığı anlamına gelmiyor tabi ki. Geçen gün Mahocum "masanın üstünde karıncalar geziyor" dediğinde ben "ne karıncası ben bir şey görmedim" dedim. Yazlıkta asmanın altındaki yemek masasına atlamışlar, yuvalarına bir yol yapmışlar, oradan gidip geliyorlar düzenli olarak. Ne zaman ki gözlüklerimi taktım bu karınca kolonisini görebildim !


Deniz gözlüğünü tuzlu sudan gözlerimi korumak amacıyla takıyordum önceleri. Denizin altındaki o muhteşem dünyayı keşfettiğimden beri kullanım amacım değişti. Balıkların adeta dans eder gibi yüzüşleri, balık yavrularının sürü halinde aynı rotada süzülüşleri, diğer deniz canlılarının çoğu kez kamufle bir şekilde yaşamaları. Her şey o kadar etkileyici ve mükemmel ki. Her seferinde Yaradan'a şükrediyorum bu güzellikleri bize bahşettiği için.


Farkındalık geliştirmek hayatta önemli, özümüze de maneviyat gözlüklerimizi takarak bakmak duygularımızı daha net görmemizi sağlıyor. Ruhsal, zihinsel ve bedensel alanlarımızın dengede olmasını önemsiyorum. Yalnız bedenin sağlıklı olması yetmiyor, ruhsal alanımızın da şifalanması bizim dengede kalmamız için gerekli. İç sesimize kulak verelim. Ruhumuzu güzelleştirdiğimizde fiziksel halimiz de güzelleşiyor. Çevremize yarar sağlayacak şekilde yaşarsak, kendi öz bilincimizle iletişim halindeysek eğer, kendi cennetimizi kuruyoruz. 


Hayatın şifrelerini doğru okumanın yolunun iyi görebilmek olduğunu öğrendim. Görebilmek için de gözlüklerimizin camları her daim temiz olmalı. Belki de kalp gözüyle bakmalı hayata. Aslında çok da zor değil bunu yapmak; sevgi, şefkat, hoşgörü ve tevazu anahtar kelimeler. Kendi içimizdeki iyiliği ve güzelliği çıkarmanın hayat amacımız olması gerekmez mi?

1 Yorumlar

  1. eveeet hihihi gözlük ve telefonda benri temizleme bezi kullanıyom, gratis'te var :) hayata temiz bakıyoruuum :)

    YanıtlaSil