Ramazan bayramında erkenden kalkılır, erkekler Bayram Namazına gitmek için hazırlanır, evin annesi de onlar gelinceye kadar evi toparlayıp kahvaltı hazırlar. Oruçla geçen bir ramazanın ardından ve sabah erken kalkmanın yorgunluğundan olsa gerek, gün içinde  uykusu gelenlere “hadi biraz uyu, incili yorgan örtün” denir. İncili Yorgan örtüleceğine inanılan Ramazan Bayramının aksine Kurban Bayramında uyumanın değil de, iş yapmanın gereği vurgulanır. Çünkü Kurban Bayramı iş bayramıdır adeta, kurban kesilir, paylaştırılır, konu komşuya dağıtılır. Ben çocuk aklımla, ince bir battaniye ile uyuyan babamın nasıl incili yorgan örtündüğünü bir türlü anlayamazdım. 

Kalabalık evlerde bayram sabahı görülmeye değerdir. Bayrama layık giyinmek için, sabah ütüler yapılır, özenle bayramlaşmaya hazırlanılır. Ünye lokumu olmazsa olmazıdır bayram ikramlarının. Baklava ve su böreği günler öncesinde imece usulü açılmıştır. Çarşamba günü kadınlar pazarından alınan süt ile evde yapılan yoğurt, tatlının yanında sunulmak üzere ayrana dönüştürülür. 

Tatlının yanında neden ayran içildiğini konusunda, uzmanların yaptığı açıklamayı sonradan öğrendim. Kana hızlı karışan besinler, kan şekerini ciddi anlamda yükseltiyor ve birden bire düşürüyormuş. Bunu yaşamamak için, tatlının ardından mutlaka bir bardak ayran tüketilmesi gerektiğini salık veriyorlar. Bayramda yediğimiz hamurlu ve şerbetli tatlılara kan şekerinin dengelemesi için  tarçın eklememizi öneriyorlar. 

Nerde O Eski Bayramlar! Diyenlere o günleri hatırlatmak istiyorum. Bayram telaşı yaşanırdı ailece, komşularla birlikte. Eski günlerde bayramların bir manası, özelliği vardı; arifeden önce bayram hazırlıkları başlardı. Büyük marketler yoktu o zamanlar, mahalle esnafına gidilirdi, bakkaldan alınırdı çikolata, şeker. Boş kolonya şişesi götürülüp limon kolonyası  doldurulurdu. 

Bayramlıklar hazırlanırdı, büyük küçük demenden herkes yeni ve temiz kıyafetle bayramı karşılardı. Bu kıyafetleri almak da öyle kolay değildi, anneler çocuklarına kendileri diktikleri bayramlıkları giydirirdi genelde.  Mağazadan kıyafet, ayakkabı almak da, giymek de fazlasıyla kıymetliydi. Yeni kıyafetler bayram sabahına kadar başucunda saklanırdı. Çok istediğim ve bayramlık alınan kırmızı rugan ayakkabı ile uyuduğumu dün gibi hatırlıyorum. 

Bayramda ekmek çıkmaz, fırınlar çalışmazdı. Tek bir bayram gazetesi çıktığından, gazeteciler de bayram tatili yapardı.  Bayramlar bayram tadındaydı, tatil değildi. Tatile gitmek yerine büyükleri ziyarete gidilirdi. Sadece akrabalar değil komşular da ziyaret edilirdi. Mahalle büyüklerinin kapısı çalınır, teker teker eller öpülür, şeker toplanırdı. Şekerin yanında bayram harçlığı veren akrabalara gitmek için can atılırdı. Babam şekerin yanında mendiller hazırlardı, içine bayram harçlığı koyduğu. 

Avuç avuç yenen şekerler yetmemiş gibi, bayram harçlıklarıyla pamuk helva, kağıt helva, elma şekeri, macun sırasına girerdi çocuklar. Biz çocukların mutluluğu işte bu kadar basitti. Akıllı telefonlar yoktu, en büyük eğlence çocuk parkına gidip salıncağa, kaydırağa binmekti. Bayram mesajı diye bir kavram yoktu, hele akıllı telefonlarla kameralı görüşme yapma fikri hiç yoktu. Eskiden el öpmek, bayramlaşmanın tek yoluydu ve sohbet muhabbet yapılırdı. Bir araya gelindiğinde kimse elindeki telefona bakmazdı. 

Bayramınızı eski bayramların güzelliğinde kutlamanızı diliyorum. Nice bayramlara... 

4 Yorumlar

  1. incili yorgan mı yaa ne güzelmiş, şimdiki yorganlar da değişik :)

    YanıtlaSil
  2. Ah ah ne güzel gün ve bayramlardı o eskimeyen anılardaki yaşanmışlıklar.Çok istesek gelir mi bazı özlemler?Teşekkürler Sevgili Mavianne,cümle cümle yaşadım yazdıklarında bayramı.Nice bayaramlara,selam ve sevgiler.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arzu çok teşekkür ediyorum beğenmene anılara dönmene sevindim

      Sil