Fotoğraf: Anne ve babamla güzel günlerden

Babacığımın ruhu şaad olsun

(16.01.2015) 

Harvard'lı Psikoloji Profesörü Ellen Langer bir deney yaptı. 70-80 yaşlarına girmiş birbirini tanımayan ve kiminde yürüyüş zorluğu, kiminde romatizma nedeniyle bastonla yürüyen sekiz erkek bir manastıra koyuldu. Bu sekiz kişi manastıra girdikleri an itibarıyla etraflarındaki her şey 1959’lara yani kendi gençlik yıllarına aitti. Odalarında bulunan televizyondaki programlar, dinledikleri müzikler, duvarlardaki fotoğraflar dahi o dönemi yansıtıyordu. Onlardan istenen kendilerini belirlenen yıl ve dönem içinde yaşıyor kabul edip, o doğrultuda davranmalarıydı. 

Dönem gençlik dönemleri olduğu için fiziksel zayıflıklarına ilişkin hiçbir kabul ve şartlandırma içine girmiyorlardı. Artık merdivenleri çıkarken ve inerken kimsenin yardım etmediği, çantalarını taşımadığı, onlara yaşlı “gibi” davranmadıkları bir süreçteydiler. Etraflarında bakacakları “ayna” yoktu. Çünkü kendilerini yaşlanmış olarak görmeleri ve duygusal şartlanmalarının, fiziksel şartlanmalara dönüşüp devam etmesi engellenmeye çalışılıyordu. Tam bir hafta sonra deneklerde deneye başlamadan önce yapılan ölçümler tekrar edildi.

Deney başlamadan önce parmakları, boyları, kiloları, fiziksel güçleri ölçülen deneklerin her birinin deney sonrası parmaklarında, boylarında uzama, fiziksel güçlerinde artış, bedenlerinde duruş düzelmesi, görme, tatma ve işitme duygularında ise iyileşme görülüyordu. Yapılan çalışma hakkında hiçbir fikri olmayan dört bağımsız gönüllü, kendilerine deneklerin deneyden önce ve sonraki halleri gösterildiğinde, sonrası çekilen fotoğraflarda denekleri iki yaş daha genç gördüklerini belirtmişti.

Profesör Langer, hafızada azalma, unutkanlık artışı, bünye zayıflaması gibi pek çok şeyin kültürümüze “yaşlanma algısı” olarak yerleştiğini fark etmişti. Bu deneyle zihnin beyin üzerindeki etkisini gözler önüne sermişti. Yaşlanma denilen kavramın “insan yapımı” bedeni üzerinde sadece kişinin kendisinin değil, çevresindeki kişilerin bilinçleri ve beklentilerinin de etkili olduğunu göstermek için uğraşıyordu.

Zihnin beden üzerindeki gücünü ve çevre değişiminin yaşlanma üzerine etkilerini görmek adına çok önemli bir deneydi yapılan. Zihnini nereye yerleştirirsen, aslında bedenini de oraya yerleştiriyorsun. 

Bir kişinin düşünceleri, tutumları, davranışları, bedeni ve fiziksel sağlığı ile bağlantılıdır. O nedenle sağlıklı hissetmek için, her zaman zihin ve beden arasında dengeli ve pozitif bir bağ kurmamız önemli.

Yararlandığım Kaynak: Misafiriz-Deniz Erten

14 Yorumlar

  1. Merhabalar.
    Yaşlanmamak elimizde mi, değil mi bilmiyorum ama; bildiğim yaşlandığımızın inkar edilemeyişidir. Belki yaşlanmayı biraz geciktirebiliriz, ama bu nereye kadar?..

    Dünyaya gelen her insanın bir hayat çizgisi vardır. Bu çizgi herkese göre değişik uzunluktadır. Kimilerimiz yaşlanarak ölür, kimilerimiz yaşlanmadan ölür. Bu bağlamda ölüm ile yaşlanma arasında bir bağ kurmak her zaman doğru değildir.

    Bizi çabuk yaşlandıran şey strestir. Stresten uzak kaldığımız sürece normal yaşlanırız. Ancak, stresi bağrımıza basarsak, normalinden önce yaşlanır çöker gideriz.

    Profesör Langer'in deneyi de çok ilginç. Zihnini nereye yerleştirirsen, bedenini de oraya yerleştiriyorsun. Bu aynı şunu gibi değil midir? Ben iyiyim diyen bir insan her zaman iyi olur, ben hastayım diyen bir insan da her zaman hasta olur. Demek ki, hasta olsak da iyiyim diye zihnimizi şartlandırırsak iyi oluruz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. İlginç bir deneymiş.
    Babanız nurlarda yatsın.

    YanıtlaSil
  3. İlginç. Teşekkürler böyle bir araştırmadan haberdar ettiğiniz için.

    YanıtlaSil
  4. Anne babanızı rahmet ve saygıyla anıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok şükür annem hayatta çok teşekkürler ve de aminnnn

      Sil
  5. Merhabalar Mavianne.
    Kadınların özgür olabildiği, kadına saygının olduğu bir yıl olması dileğimle... Kadınlar Gününüz kutlu olsun.
    Değirmenden Mektup Var.

    YanıtlaSil
  6. güzel deneymiş, zihin yaşlanmayı erteleyebilir hastalıkları iyileştirebilir özellikte gerçekten de sanırım

    YanıtlaSil