Kırmızı
“Kırmızı olsun üç kuruş
fazla olsun” diyenlerden misiniz? Gürcüler kırmızıyı çok severmiş, bu
çocukluktan aklımda kalan bir bilgi. Babam o zamanlarda yeni çıkan, üstü ocaklı
fırından alacaktı mutfağımıza, İstanbul’dan fabrikadan kırmızı renkli fırın
gelmesi için bir kaç hafta beklemiştik. Bizim dışımızda herkesin beyaz fırını,
ocağı varken bizim mutfağımızın baş köşesinde kırmızı fırınımız dururdu.
Kırmızı rengin enerji
verdiğini, harekete geçiren, coşku duymamızı sağlayan özellikleri olduğunu
biliyorum. Kırmızı aşkın ve tutkunun da rengidir.
Yıl biterken yeni yıl ağaçları da kırmızılarla, yeşillerle süslenir, kadınlar
kırmızı kıyafetlerini giyerler yılbaşı gecesi. Noel Babanın kıyafeti de kırmızıdır,
adeta yeni yılın rengidir kırmızı. Doğu gelenek göreneklerine göre kırmızı şans
rengidir.
Kırmızı alarm
sinyali olarak bütün uyaranlar arasında ilk dikkat çeker. Kırmızı mutluluğu
temsil eder, kan akışını hızlandırır ve iştah açar. Gücün, cesaretin rengidir.
İlk bakışta dikkat çekici özelliği ile fark edilen kırmızı; sıcak renkler grubunda yer almasıyla da iç
ısıtıcı, heyecan verici bir etki uyandırır. Kırmızı tansiyonu yükseltir, kan
basıncını ve akışını hızlandırır ayrıca uyarı ve tehlike işareti olarak da
kullanılır.
Aman
dikkat iştah açan da bir özelliği olduğu da kesin kırmızı rengin. Diyet
yapıyorsanız bu renkten uzak durmanız iyi olur. Fast food zincirlerinin
logoları da dikkat ederseniz genelde kırmızıdır. Çokça yiyelim, doymak
bilmeyelim diye.
İlk
okuldaydım ve bir ayakkabıcının vitrininde kırmızı rugan ayakkabılar görmüştüm.
Eve koşarak gelip anneme bu kırmızı ayakkabıların güzelliğini anlattım. O
zamanlar okul ayakkabısı olarak Sümerbank’tan Mekap ayakkabılar satın alınırdı,
onlar da genelde siyah veya kahverengi olurdu. Öyle beğenmiştim ki, kırmızı
ayakkabıları, annem dayanamayıp, bayrama alacağının sözünü verdi. Ben her
fırsatta vitrine gider bakar satılıp, satılmadığını kontrol ederdim. Bayram
öncesi o ayakkabıların bana alınması ile çok mutlu olduğumu hatırlıyorum. O
kırmızı rugan ayakkabıları bayramın ilk günü giyecektim, başucuma koyup uyumaya
çalıştım arife günü gecesi.
Bayram
sabahı ilk iş yüzümü yıkayıp, üzerimi çabucak giyinip, parlak kırmızı
ayakkabılarla evin içinde dolaşmak oldu. Çocuk sevinci gibisi yok, tüm günümü
bulutların üzerinde geçirmiştim. O günlerden beridir severim kırmızı objeleri,
giysileri, ayakkabıyı. Neşe vermesinin yanında, iyi hissettirir hayat sevinci
verir bana. Enerjim düşük olduğunda beni iyi hissettirir. Yeni yıl hepimize
kırmızı enerjisi ve coşkusu ile gelsin.
Cemal
Süreyya ne güzel söylemiş; “Kırmızı bir atkı al sade, yalnızlığını
saklar, Edip Cansever okuma bu mevsim, ruhunu sakatlar.”
1 Yorumlar
atilla ilhan ın kırmızı atkısı :)
YanıtlaSil