Bu kadar beğenilen diziyi sadece meraktan izlemeye başladım. İnternetten araştırdığım ve diziyi anlatan bilgileri aşağıya ekledim. 9  bölümlük bir  Netflix Dizisi Squid Game. 

Diziyi izlerken; para için insanların ölümü bile göze alabildiklerini görmek ve onların nasıl da kolayca bir canavara dönüşebileceklerini izlemek çok vahim geldi bana.

Paraya Tapmak!

İnsanların bu kadar aşağılık bir yaratığa dönüşmesi açıkçası beni bayağı rahatsız etti. Vicdan, merhamet gibi erdemleri olmayınca insan insanlıktan çıkıyormuş meğer bunu çok güzel anlatıyor Squid Game. 

Siz ne dersiniz biz insanlar bu kadar zalim, katil, gözü kara ve paragöz olabilir miyiz?

Hayatınızı kurtaracak parayı elde etmek için neler yaparsınız? Sınırlarınız var  mı? O sınırları ne kadar zorlarsınız?

This Part is for Mandy (My Cambly Teacher)

Watching the series, it seemed to me very sad to see that people can even afford to die for money and watch how they can easily turn into a monster.

Worship Money!

The fact that people have turned into such a vile creature has obviously made me very uncomfortable. It turns out that a person becomes dehumanized when he does not have virtues such as conscience and compassion, and he describes it very nicely in Squid Game.

What do you think, can we humans be so cruel, murderous, daredevil and mercenary?

What do you do to get the money that will save your life? Do you have limits? How far do you push those boundaries?

Çok kısa zamanda en fazla izlenen bir dizi oldu 'Squid Game' Korece adıyla 'Ojing-eo Geim' Hepsi bir şekilde borç batağına düşmüş 456 kişilik bir grup kadın ve erkek, neresi olduğunu bilmedikleri bir yerde toplanmış durumda. Kendi istekleriyle buraya gelen oyuncular her bölümde Kore kültürüne ait çeşitli çocuk oyunları oynuyor. Oyunlarda elenenler oldukça kanlı ve vahşi biçimlerde öldürülüyor, en sona kalacakları da 45,6 milyar won'luk (yaklaşık 340 milyon TL) bir ödül bekliyor. Oyunda başarısız olanların birçok oyuncu çaresizlik nedeniyle devam etmeyi seçiyor. Çoğunluk oyunu bitirmek isterse oyun bitiyor, ama çoğunluk 'devam' derse, kimse oyundan çıkamıyor. 

Kare, üçgen, daire ve çarpı şekilleriyle oyun konsollarındaki butonları hatırlatan oyunun öne çıkan oyuncularının hepsinin ortak sorunu borç, ama geçmişleri çok farklı. 

Çileli annesinin sigorta parasını bile at yarışlarına yatıran hayırsız evlat Gi-hun, üniversiteyi birincilikle bitirdikten sonra girdiği finans sektöründe işlediği beyaz yaka suçlardan aranan altın çocuk Sang-Woo, Kuzey Kore'den Güney'e sığınan, ailesini de Güney'e getirmek için para bulmaya çalışan yankesici Sae-byeok, büyük hayallerle Güney Kore'ye göçen Pakistanlı Ali, beyin tümörü ve ileri yaşı nedeniyle kaybedecek bir şeyi kalmamış Yaşlı Adam öne çıkan karakterler. 

'Squid Game'in yaratıcısı Hwang Dong-Hyuk, dizinin konseptini ilk olarak 2008'de geliştirdi, senaryoyu yazmaya ise bir yıl sonra başladı. O dönemde annesi ve anneannesiyle küçük bir evde yaşamakta olan Hwang, senaryoyu yazarken bir süreliğine ara vermek zorunda kaldı. Çünkü inanılmaz bir fakirlik içindeydi ve dizüstü bilgisayarını bugünün parasıyla 6000 TL civarında bir ücret karşılığında satmak zorunda kalmıştı. Başlangıçta kapısını çaldığı potansiyel yatırımcılar ve aktörler, Hwang'ın yazdığı hikâyeyi çok saçma buluyordu. Para için ölümüne yarışan insanlar fikri çok manasız görünüyor, kanlı ölümler de itici bulunuyordu. Bugün ise 'Squid Game' varlıklılarla yoksullar arasındaki mücadelenin, ekonomik eşitsizliğin ve sömürünün keskin bir temsili, zamanın ruhunun fantastik bir yansıması olarak görülüyor. 

"Oyunları 10 yıl önce belirledim. 'Kırmızı Işık, Yeşil Işık' ile başladım çünkü toplu ölümler büyük bir etki yaratacaktı" dedi. ('Kırmızı Işık, Yeşil Işık' oyunu Türkiye'de de 'Davul Zurna Bir İki Üç' adıyla bilinen, özellikle 90'larda oldukça popüler olan bir oyun.) Diziye adını veren 'squid' yani ahtapot oyununu en sona saklama sebebini ise dizinin ironisi olarak açıklayan Hwang, "Oyuncuların bir halka oluşturan şekilleri kullanarak savaşması, hem bir çocuk oyunun içinde olmanın ironisini hem de oyuncuların çaresizliğini simgeler diye düşündüm" ifadelerini kullandı.

9 Yorumlar

  1. son dönemde yapılmış olan güzel işlerden biriydi. Umarım ikinci sezonu olmaz. Çünkü beğenildi diye uzatıp canım dizileri saçma sapan yerlere evrimleştiriyorlar.

    YanıtlaSil
  2. İnsanlardan her şey beklenir hocam para hırsı, açgözlülük, hırs, entrika vs. :)

    YanıtlaSil
  3. İnsanlar böyle bir durumda ancak bu şekilde davranırlar bence de.Kimse kimseyi düşünmez.İnsanoğlu tüm benliğiyle ve toptan vicdan ,merhamet, sevgi gibi duygulara sahip olsaydı dünya bu halde olmazdı zaten.
    Diziyi ilgiyle izleyenlerdenim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısın sevgi ve merhamet gidince geriye bir şey de kalmıyor maalesef

      Sil
  4. izlemedim ve izlemeyi de düşünmüyorum
    izleyenlerden konusunu öğrendim hiç de hoşuma gitmedi açıkçası

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. izleme bi kaybın olmaz içim şişti benim çok acı doğrusu insanlık adına

      Sil
  5. izledim, heycanlı dizi, iki bölümünü sevdim, 1 ve 8, buna benzer bir de alice in borderland var, japon dizisi :)

    YanıtlaSil