RÖPORTAJIMIZ 

Bu linkten tamamını okuyabilirsiniz.

YOKLUK KAPISI

Tevazu sahibi olan mütevazi insanlar hayatta beni en çok etkileyen insanlar arasında olmuştur. Geçen yıl Ankara Kitap Fuarında sevgili Cemalnur Sargut ve oğlu Kerim Güç'te şahit olduğum bu özellik onlara çok yakışıyordu. Güler yüzlü ve insana değer veren bu Hal onları niye sevdiğimin adeta göstergesiydi. Nasıl oluyor da bu erdemi böyle zarif bir şekilde taşıyorsunuz diye sordum ben de.  Kerim Bey'in cevabı aşağıda;

Eyvallah, tasavvufi ekoller var Halvetilik, Mevlevilik, Rufailik gibi. Tarikat yol demek ve o yolun kendine ait bazı prensipleri var. Mevlevilikte o prensip aşk üzerine, her yolun temel özelliği egonun yavaş yavaş erimesi ve ruhun ortaya çıkabilmesi. Kullanmış oldukları metotlar farklı. Mevlevilikte bu daha çok Aşk üzerinedir. Bizim yolumuzda Rufailik yolunda da bu Tevazu üzerinedir. Bizim ana doktrinimizin içinde bu yolda yürüyenlerin hepsi temel olarak bu metodu tercih etmişlerdir.

Bu metot şu açıdan zordur. Ahmed er Rüfâi Hz. bir hikayeden bahseder. Rüyasında insanların bir yolda kalabalıklar halinde yürüdüklerini gördüğünü, o yolda çeşitli kapılar olduğunu o kapılardan girenleri gördüğünü, bir kapının ise bomboş olduğunu  söylüyor. O kapıya baktığı zaman onun adının "Yokluk Kapısı" olduğunu, o kapının çok sevilen bir şey olmadığı için orada çok insan olmadığını söylüyor. "Onun için ben o yolu seçtim orası boştu” der Ahmed er Rüfâi. Bu hikayeden şunu anlıyoruz yokluğun temelinde tevazu var.  Kendini ne kadar yok edebilirsen o kadar tevazuun artmış oluyor. Temel olarak bu prensip çizildiği için genelde bizim yolumuzdan yani Rufai yolundan gidenlerin çoğunun içerisinde tevazu temel bir yapıdır.

2 Yorumlar