İslam tasavvufu alanında  düzenli olarak seminerler, dersler veren tasavvuf araştırmacısı Cemalnur Sargut’un Kurban ile ilgili açıklamalarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

İbnü'l Arabî Hazretleri diyor ki “Allah, İbrahim kendisine misafir olduğunda oğlunun kurban edilmesi ile onu ağırladı. Çünkü zevk, ancak keder ve üzüntü miktarıncadır” diyor. Burada söylenen sözlerin iç mânâsını nedir?

 

Burada anlatılmak istenen, ilâhlarımızı kurban etmektir. Yani ilâhlarımızdan vazgeçmektir. Çünkü “lâ” demeden “illâ Allah” olmuyor. İllâ önce kurban edeceksin ama demek ki önce bir ilâh edinme devremiz var, sonra da bunları mutlaka vermek zorundayız ki Allah ben buradayım diyebilsin.


Hz. İbrahim rüyâsında oğlunu kurban ettiğini gördü ve bunu emir olarak addetti ve bunu tevil etmedi. Aslında onun tevil etme hakkı vardı, çünkü o bir insân-ı kâmil idi ve hakiki bir peygamberdi. O anlamıştı ki, aslında kurban etmesi gereken şey, oğluna duyduğu aşırı sevgi ve koruma isteği idi. Ancak bunlardan vazgeçtiği zaman, Allah onu kabul edecekti. Bunun için de Allah’a karşı rüyâsını hiç tevil etmeden yaşamaya karar verdi. Yani duyduğu sevgiyi oğlunu öldürmekle yok edeceğini Allah’a ispatlamak istedi.

 

Tabiî bu, çok üst seviyede bir anlayıştır. Aslında burada evlâdımızı kesmek anlamına gelmez, çünkü evlâd kesmek sevgiyi yok etmez. Aslında evlâdı kestikten sonra daha büyük acı ile evlâda bağlanırsın. Burada söylenmek istenen şey, aşırı istek ve arzularımızı bir bir yok etmek ve kesmek mânâsındadır. Fakat Hz. İbrahim’in, “olur” diyerek bu konuda gösterdiği çaba bile Allah’ın çok hoşuna gitti ve onu “lâ ilâhe illallah” addedip ona “illâ Allah” anlamında bir koyun yolladı.

 

Yani koyun bize “çok şükür, nefsini kesme zarâfetinde bulundun” bunun müjdesidir. Kurban “Kurbiyet” demektir, “Allah’a yakınlık” demektir, “nefsimizi kurban etmek” demektir. Bu anlamda yollanır ve koyunu kesmek de aslında nefsin arzu ve isteklerini kesmeye hazırım, onun için de nefis koyunumu kesiyorum anlamındadır. Burada nefse çok büyük bir iyilik yapılır; çünkü nefsi tekâmülden engelleyen her türlü etken ortadan kalkınca nefis tekâmüle başlar. Koyuna da çok büyük bir iyilik yapılır çünkü koyun insan yediği zaman insana katılır ve insanın yaptığı bütün hayra eşlik ederek hayır ehli bir koyun olmuş olur. O bakımdan insan hayvana lûtfetmiş olur onu kesip yemekle.

 

Kurban kesmek yerine bir yere bağış yapmak aynı şey olmuyor mu? sorusuna ise şöyle cevap veriyor; Bağış, hiçbir şekilde kurban yerine geçmez. Bağış, zaten vazifemiz; devamlı yapacağız. Kurban, Allah için yapılan bir ibâdettir ve Allah’ın emrettiği bir ibâdettir. Şekli de son derece önemlidir. Hz. Peygamber kurbanı Hz. Fatma’ya kendi eli ile kestirtmiştir. Demek ki kurbanı kesmek dahî, nefsi kesmekte ilk aşama oluyor. Çünkü kurban kesebilmek için önce hayvanı öldürmeyi göze alıyorsun, yani nefsini öldürmeyi göze almakla aynı şeydir.

 

Kurban kesilirken de Allah’ın adınının söylenmesi önemlidir. Allah’ın adını zikretmek bizde nasıl yumuşama, iyi huyluluk oluşturuyorsa bütün mahlûkat üzerinde aynı etkiyi yaratır. Bir kere kurban önce rahatlar, ondan sonra da acı çekmeden Allah’ına kavuşur. Çünkü onun bir usûlü vardır, hiç acı çektirmeden öldürmek gibi. Nedense kurbana itiraz eden insanların çoğu balık yerler, et yerler ve o etlerin de nasıl öldürüldüğünü hiç düşünmezler. Balığın olta ile çekilerek öldürüldüğünü düşünmezler. Ayrıca da haşlayarak yedikleri diri hayvanlar var, onları düşünmezler. Eğer hiçbir şey yemiyorlarsa bile mutlaka otlar bitkiler… onları da koparıp yediklerini unutmasınlar.

 

 Kurban çok önemli bir ibadettir, Allah herkese kesebilecek parayı nasip etsin inşallah.

3 Yorumlar

  1. Selam.
    Ne çok severim Sevgili Cemal Nur Hn.sohbetlerini.
    İyi byramlar şimdiden. :)

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir yazı olmuş. Gerçekten bilgilendirici ve akıcı yazılmış. Siz de bloguma göz atabilirsiniz. hamile blogu

    Gifrer Serum Fizyolojik Nasıl Kullanılır? ve Mochi pompa kullananlar

    YanıtlaSil