Fotoğraf: Fahir ve Tuğçe Ünv. Mezuniyeti
Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS)'nin ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi  (TYT) 
25 Temmuz'da, ikinci oturum Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ile üçüncü oturum Yabancı Dil Testi (YDT) 26 Temmuz'da yapılacak. 

Meslek seçimi  öncesinde okunacak bir kitap öneriyorum sizlere "İŞİM ve BEN" Yıldız Hacıevliyagil'in bu kitabı bir çok gence yol gösterecek. Yıldız ile röportajımı okumak isterseniz bu linke tıklayabilirsiniz. 

TIK TIK 

Kitapta; Umut dolu başlangıçlar, Yaşamın temel amacı ne? 
İçe sinen iş mümkün mü? 
Seçim yapan kim? 
Bilinçli seçim” başlıklarını incelerken Hacıevliyagil, filozofların görüşlerinden, bilimsel araştırmalardan ve bu süreci yaşayan kişilerin tecrübelerinden örnekler veriyor, bazen de onların dilinden aktarıyor yaşadıklarını.
Lisenin son yılı ve ders çalışmaktan ve  test çözmekten başka bir şey beklenmiyor biliyorsunuz gençlerden. Acaba yüzde kaçı seçeceği bölümün ne olacağı konusuna kafa yoruyor? Genelde şu sözleri duyuyorum ben onlardan; "puanım gelsin de bakacağız" Yeteneğine, ilgi alanına, becerisine ne kadar tanıdık, biliyor mu hangi mesleği yaparsa mutlu olacak. Genelde ana-baba hangi dalı seçmesini isterse onu okuyor Üniversitede gençler. Sonra bir bakıyor ki, hiç de sevmemiş bu girdiği bölümü.

Ben lisedeyken sınıfın en çalışkanları Doktor, eczacı, dişçilik yazar, orta hallileri mühendislik, diğerleri de diğer meslekleri yazardı. Yani hiç çıkarın yoktu, çok başarılıysan ancak ilgi alanın örneğin; sinema televizyon, tiyatro, resim, müzik, onlarla ilgili bölümleri yazman pek de mümkün olmazdı. Tüm ana babalar "aman canım onları yine yapsın ama elinde düzgün bir mesleği olsun" kafasındaydı. İstisnalar kaideyi bozmaz tabi ki. Benim çevrem öyleydi en azından.

Ben kendimden de örnek verebilirim. Oğlum Fahir ilköğretimde o zamanlar 8. sınıfta ve çok harika resimler çiziyor, Resim öğretmeni sınıf öğretmenine "Fahir'in anne babasıyla konuşayım da güzel sanatlara versinler lisede, çok kabiliyetli bu çocuk" demiş. Sınıf öğretmeni "gülerek onun anne babası mühendis hayatta oraya göndermezler, söyleyelim ama "demiş. Sonuç; ana babası gibi Çevre Mühendisi olan, müzik ve resme çok kabiliyeti olan ve bilgisayar oyunları tasarlayan bir yetişkin oldu :)) Hayatında hep olacağını bildiğim resim ve müziği profesyonel anlamda yapmak ister miydi, ona o özgürlüğü verdik mi, tabi bu soruları Fahir'e sormak lazım.

Türkiye'de ebeveynlerin %90'ının çocuğunun mezun olunca geçerli bir mesleği olup, hemen işe girip  iyi para kazanmasını isterler. Oğlum veya kızım uzay mühendisi olsun, genetikçi olsun, ressam olsun diyene rastlamadım ben. Hatta bir arkadaşım kızını vazgeçirmek için çok uğraştı ve şimdi çocuk mühendislik okuyor! 

Keşke geçim sıkıntısı olmasa da gençler de gönüllerince okuyup sevdikleri işi yapsalar. Gerçi dünya değişiyor, el emeği ile, yaratıcılığın işin içine girdiği mesleklerin geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum ben. Sizin bu konudaki yorumunuzu merak ediyorum açıkçası.

4 Yorumlar

  1. Benimkilerde aynı kafada olduklarından zatialim ne yazık ki şan bölümünü kazanan 30 kişiden biri olmasına rağmen muhasebeci oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. maalesef hayaller Paris Gerçekler.....
      gibi bir hayatı oluyor çoğu insanın

      Sil
  2. Güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş ellerinize sağlık sizide bloguma beklerim ve bi takibinizi alırım :)

    YanıtlaSil