ÜNYE'DE ORGANİK HAYAT
Köpükler oluşturarak fokurdamaya devam ederken süt kokusu tüm mutfağı hatta evi sarmıştı,
Annem ve babam sabah erkenden 6 buçuk 7 gibi pazara giderlerdi bizlere taze köy ürünlerinden almak için. Köyden getirdikleri ürünleri erkeklerin değil de kadınların satmasının nedenini sordum geçen yıl pazara gittiğimde köylü teyzeye "Onlar kahvededir şimdi, biz satiik daaa" demişti. Karadeniz kadınının çalışkan, mücadeleci ve tuttuğunu koparan yönünü bu teyzenin suratında gördüm.
Tüm bu "doğal" yani "organik" ürünleri malesef şehirde doğup büyümekte olan çocuklarımız için bir masaldan ibaret.
Ünyelilerin yerel bir şive ile konuştuğundan daha önce bahsetmiş miydim?
Ben de Ünye'ye gidince hemen uyum sağlarım,
Ünye'deki bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum;
Hamidiye Mahallesindeki evimizin yanı başındadır Rahmetli Hakkı Amcamların evi,
Her gün mutlaka birbirimizi görürüz, yengemle her daim iletişimimiz vardır,
Bir sabah benim oğlanlarla çarşıya inecektim ve aşağıdan yengemin kapı ziline bastım,
Kapı açılmayınca da aşağıdan sokaktan seslendim "Yengeeee uyiymun gıııı"
Burada "uyiymun" anladığınız üzere "uyuyor musun"
Çocuklar öyle şaşırdılar ve hoşlarına gitti ki, "yenge uyiymun gııı" deyip durdular bir süre,
Ünyelilerin tez canlılığı konuşmalarından da bellidir,
Uzatmazlar öyle "geliyor musun" yerine "geli mun" der geçerler,
Tabi çok da hızlı konuşunca, dışarıdan gelenler pek de anlayamazlar ilk duyduklarında ne söylediklerini,
Çok tatlıdır şive, esprilidir, komiktir,
Pazara gittiğimde bu amcaya " Kolay gelsin amca napin, iyi misin ?hayırlı pazarlar" deyince,
"Kızım gelik işte, satiik, çok şükür, napim, iyiyik"
Tercümeye gerek yok sanırım :))
MEMLEKET; havası, kokusu, dili, kültür mozayiği, doğal halleri ile Can'dır....
Ünyeliler deniz çocuğudur,
Annem ocağın altını kapadıktan sonra bir kısmını içmemiz için diğer bir kısmını da yoğurt mayalamak için ayırırdı,
Pazardan gelen sütün lezzeti ve doğallığı ile büyüdük biz, şanslı çocuklardık,
Ünye'de eskiden "kadınlar pazarı" adı verilen köylü pazarı kurulurdu Çarşamba günleri Kavakdibinde. Sabah erken saatlerde köyden bahçelerinden topladıkları sebzeleri, meyvaları, elleriyle sağdıkları sütü, yaptıkları yoğurdu, tereyağı, peyniri ve envai çeşit ürünü satarlardı. Ünye'nin sebzelerini saymakla bitiremem, menevcan, sütlücan, dikenucu, mendek, pancar vs. Bu isimleri gibi lezzetleri de birbirinden farklı olan sebzeler bazen böreğin içine konulmaya, bazen soğanla kavrulmaya bazen de etli yemek yapılmaya hazırlanırdı eve gelince. Hepsi bir şifa kaynağıydı kuşkusuz. En önemlisi de onların doğal gübreyle yetişmesiydi muhakkak.
Annem ve babam sabah erkenden 6 buçuk 7 gibi pazara giderlerdi bizlere taze köy ürünlerinden almak için. Köyden getirdikleri ürünleri erkeklerin değil de kadınların satmasının nedenini sordum geçen yıl pazara gittiğimde köylü teyzeye "Onlar kahvededir şimdi, biz satiik daaa" demişti. Karadeniz kadınının çalışkan, mücadeleci ve tuttuğunu koparan yönünü bu teyzenin suratında gördüm.
Karadenizin güzel ilçesi Ünye'de geçen çocukluğumda, kırdığında turuncu rengi olan yumurtanın şimdi yediğimiz yumurtadan çok farklı olduğunu hatırlıyorum. Köyde, bahçede dolaşıp doğal beslenen tavukların mutlu olduklarını ve yumurtladıkları yumurtanın da bir o kadar sağlıklı olduğunu düşünüyorum.
Tüm bu "doğal" yani "organik" ürünleri malesef şehirde doğup büyümekte olan çocuklarımız için bir masaldan ibaret.
Ünyelilerin yerel bir şive ile konuştuğundan daha önce bahsetmiş miydim?
Ben de Ünye'ye gidince hemen uyum sağlarım,
Ünye'deki bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum;
Hamidiye Mahallesindeki evimizin yanı başındadır Rahmetli Hakkı Amcamların evi,
Her gün mutlaka birbirimizi görürüz, yengemle her daim iletişimimiz vardır,
Bir sabah benim oğlanlarla çarşıya inecektim ve aşağıdan yengemin kapı ziline bastım,
Kapı açılmayınca da aşağıdan sokaktan seslendim "Yengeeee uyiymun gıııı"
Burada "uyiymun" anladığınız üzere "uyuyor musun"
Çocuklar öyle şaşırdılar ve hoşlarına gitti ki, "yenge uyiymun gııı" deyip durdular bir süre,
Ünyelilerin tez canlılığı konuşmalarından da bellidir,
Uzatmazlar öyle "geliyor musun" yerine "geli mun" der geçerler,
Tabi çok da hızlı konuşunca, dışarıdan gelenler pek de anlayamazlar ilk duyduklarında ne söylediklerini,
Çok tatlıdır şive, esprilidir, komiktir,
Pazara gittiğimde bu amcaya " Kolay gelsin amca napin, iyi misin ?hayırlı pazarlar" deyince,
"Kızım gelik işte, satiik, çok şükür, napim, iyiyik"
Tercümeye gerek yok sanırım :))
MEMLEKET; havası, kokusu, dili, kültür mozayiği, doğal halleri ile Can'dır....
Ünyeliler deniz çocuğudur,
Ünyeliler coşkuludur,
Ünyeliler çok konuşur,
Ünyeliler vefakardır,
Ünyeliler misafirperverdir,
Ünyeliler birbirine bağlıdır,
Ünyeliler mutludur,
Ünyeliler eğlenmeyi bilir,
Ünyeliler heyecanlıdır,
Ünyeliler Ünyeli'dir Ordulu değil :))
Ünyeliler sahilde yürümeyi sever,
Ünyeliler sahilde yürürken çekirdek çitler,
Ünyeliler fok fok'ta denize girer,
Ünyeliler Derbent ve Çamlıktan vazgeçemez,
Ünyeliler her gelen misafirini Çakırtepe'ye çıkarır,
Ünyeliler için İskelede yürümek, balık tutmak zevktir,
Ünyeliler Cumhuriyet Meydanında Cücürden gazete alır,
Ünyeliler Cumhuriyet Meydanındaki Koca Çınara Kavak Dibi der,
Ünyeliler yumuşak mı yumuşak, içimi kolay suya Acı Su der,
Ünyeliler ekmeğini İsmet Amca'nın fırınından alır,
Ünyeliler kırtasiye ihtiyacını Arın Kırtasiyeden görür,
Ünyeliler fotoğraflarını Günaydın'a veya Zalım'a çektirir,
Ünyeliler her pazar kahvaltıda Yağlı (Karadeniz Pidesi) yer,
Ünyeliler çocukluğunda Canbula Muharrem'in Çataltepe Gazozunu içmiştir.
Ünyeliler çok konuşur,
Ünyeliler vefakardır,
Ünyeliler misafirperverdir,
Ünyeliler birbirine bağlıdır,
Ünyeliler mutludur,
Ünyeliler eğlenmeyi bilir,
Ünyeliler heyecanlıdır,
Ünyeliler Ünyeli'dir Ordulu değil :))
Ünyeliler sahilde yürümeyi sever,
Ünyeliler sahilde yürürken çekirdek çitler,
Ünyeliler fok fok'ta denize girer,
Ünyeliler Derbent ve Çamlıktan vazgeçemez,
Ünyeliler her gelen misafirini Çakırtepe'ye çıkarır,
Ünyeliler için İskelede yürümek, balık tutmak zevktir,
Ünyeliler Cumhuriyet Meydanında Cücürden gazete alır,
Ünyeliler Cumhuriyet Meydanındaki Koca Çınara Kavak Dibi der,
Ünyeliler yumuşak mı yumuşak, içimi kolay suya Acı Su der,
Ünyeliler ekmeğini İsmet Amca'nın fırınından alır,
Ünyeliler kırtasiye ihtiyacını Arın Kırtasiyeden görür,
Ünyeliler fotoğraflarını Günaydın'a veya Zalım'a çektirir,
Ünyeliler her pazar kahvaltıda Yağlı (Karadeniz Pidesi) yer,
Ünyeliler çocukluğunda Canbula Muharrem'in Çataltepe Gazozunu içmiştir.
İMZA:80'li yıllarını Ünye'de geçiren Mavianne
7 Yorumlar
Karadeniz insanı çok renkli ve esprilidir :) Ben orta Karadenizden ama şiveler yakın birbirine ve hala kadınlar pazarı kurulur ve ben hepsini almak isterim.Memleketin her yöresi ayrı güzel ama işte...öpüyorum.
YanıtlaSilNe kadar güzel bir kültür,hem deniz,hem balık hem sebze,hem mert,cömert insanlar....harkulade memleketimizin her köşesi...
YanıtlaSilAy hüzünlendim maviannem. Bizim oralarda da şiveli konuşurlar ve ben de hemen uyum sağlarım gidince. Çok hızlı konuşurlar bizimkilerde bir de "bea" kelimesini çok kullanırlar. "Nabıyon bea, aynı bea" :))) vb..... Özlemişim o günleri. Geçen yıl hıdırellezde eski mahallede oturan halamlardaydık tesadüfen. Kocaman bir ateş yaktılar üzerinden atladılar. Şarkılar söylediler. Oğlum ağzı açık hayran hayran baktı ve "anne her hıdırellezde buraya gelelim" dedi:))))
YanıtlaSilSiz Ünye'de mi oturuyorsunuz??
YanıtlaSilÜniversitede Ünyeli bir arkadaşım vardı, tam da yukarıda saydığınız gibi....Hala görüşürüz... Uyuymin'i ben uyuyor musun değil de iyi misin anlamına geliyor sanmıştım oysaki, okuyunca anladım....Sevgiler...
YanıtlaSilKaradeniz i ve Karadeniz insanın ayrı severim. Amasra ve Ünye 'yi de tek geçerim .
YanıtlaSilÇıplak ve Yalnız diye bir kitap var yazarı Hamdi Koç. Ünye de geçen bir hikayeyi anlatıyor. Kitap oldukça ilgi çekici ve Ünyeyide unutamıyorsunuz bitirince. Tavsiye ederim
YanıtlaSil