Bir süredir instagram’daki “azul.art.mavianne” hesabımda üreten, girişimci, ilham veren çalışkan kadınları tanıtıyorum. Bu paylaşımlar ile amacım, eğer isterse her kadının hayatın içinde olabileceği ve başarıyı yakalayabileceğini göstermek. Çok severim şu sözü “bir şeyi yapmak isteyen bir yol bulur, istemeyense bahaneler”. Öyle değil midir, görürüz çevremizde şöyle diyenleri; “ başım ağrıyor, canım istemiyor, amannn kim uğraşacak, çok yoğunum, vakit bulamıyorum.”  

Bir düşünün; sürekli söylenmek, şikâyet etmek yerine, elini taşın altına koyup üreten, yaratan olmak ne güzeldir. Bu sayede sürekli ışığını yayarsın çevrene, hem sen aydınlanırsın, hem de etki alanındakiler. Hayat seçimlerden ibaret malumunuz, biz neyi seçersek hayat yolculuğumuz da bu şekilde sürer gider. Boş oturmayı oldum olası sevmem, annem de böyleydi benim. Siz büyürken örnek aldığınız rol modeliniz çok önemli hayatta. Ev hanımı olan annem bir dakika boş oturmazdı, ev işleri rutinini saymıyorum bile, televizyon seyrederken bile örgü örer, dantel işlerdi. “Ben böyle dinleniyorum” dediğinde ben şaşırırdım, yatıp, uyuyarak dinlenmek yerine elinde örgüsü ile dinlenebildiğine.

Büyüdüğümde anladım ki, gerçekten de dinlenmek istiyorsan yatıp, yuvarlanmayacaksın, daha yorgun kalkarsın. Yaptığın bir işte yoruldun mu, bırakıp başka bir işe geçeceksin. Örneğin; bilgisayar başında dosya okuyorsun, proje yetiştiriyorsun ve çok yoruldun. Kalkacaksın bilgisayarın başından kazak mı örüyordun? Yarım saat onu dürteceksin şöyle zevkle. Bir bakacaksın ki, dinlenmişsin. Çeşitli uğraşları olan insanlar daha geç yaşlanıyor, ya da hiç yaşlanmıyor bana göre. Onların hareketli haline hayran olmamak elde değil.

Yaratıcı, üreten, girişimci çalışkan kadınlarına da buradan çağrı yapmak istiyorum bana yazın, sizi tanıtmaktan sosyal ağlarımda sizinle ilgili paylaşım yapmaktan mutluluk duyarım. Kadınlara “pozitif ayrımcılık” yaptığım doğrudur. Zaten asırlardır erkeklere yapılan ayrıcalıkların yanında devede kulak kalır.

Maalesef profesyonel iş hayatımda ben de o meşhur “Cam Tavan” a çarpan kadınlardan oldum. Cam tavan nedir diye sorarsanız, liyakatinizle bir yerlere gelmeniz gerekirken sırf kadın olduğunuz için sizi terfi ettirmemeleridir. Sizin yerinize erkek bir yönetici ile çalışmayı tercih etmeleridir. Çalışma hayatındaki cinsiyet ayrımcılığı yaşayan hem cinslerim azımsanmayacak kadar çok maalesef. Her zaman ikinci plana atma çabaları, sizin o cam tavana kafanızı çarpmanız ile sonuçlanır.

Bu nedenlerle siz hayatın içinde, üreten, çalışan kadınları tanımak ve tanıtmak istiyorum. Nasıl bir aileye doğdunuz, kim oldunuz, neler yapıyorsunuz, nasıl başladınız, ne zorluklarla karşılaştınız, hedefleriniz nedir? (fatmaerdem@yahoo.com) mail adresime fotoğraflarınız ile hikâyenizi yazın bana. Ben de sizi gazete köşeme, blog sayfama ve instagram’a taşıyayım. Benim için bu, bir sosyal sorumluluk projesi, kesinlikle maddi bir çıkar gütmüyorum. Soruyor kadınlar, “herhangi bir bedel ödeyecek miyiz?” Benim cevabım ise şu oluyor; “Sizin yaptıklarınızı paylaşınca, sizin taa yüreğinize giriyorum, bana memnuniyet mesajları gönderiyorsunuz, size bir faydam ve desteğim olabiliyorsa ne mutlu bana, en büyük kazanç benim için budur” diyorum.

Ünye Kent Gazetesi

6 Yorumlar

  1. hım güzelmiş, duyurayım bunu :) cam tavan ne güzel deyim öyle :)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel düşünmüşsünüz, aslında benim de bir resim sayfam ve youtube kanalım var, ama tam olarak üstüne düşemiyorum henüz, belki bir gün rica ederim sizden :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sevinirim sizi de paylaşmaktan
      üreten kadınlara şapka çıkarıyorum

      Sil