Türkiye’de Devlet Okullarından mezun bir neslin son temsilcilerinden olarak hala anlam veremediğim bir konu var. İngilizce eğitimi bizim zamanımızda Orta Okul ’da yani 6. Sınıfta başlardı. 10 yıl boyunca ortaokul, lise ve üniversitede yabancı dil ders almamıza rağmen konuşamama nedenimiz nedir sizce?

Her yıl müfredata göre gramer ağırlıklı, sınava ve teste yönelik dersler yapardık. Bir kelime İngilizce konuşmadan yapılan derslerle bir dönem biter, gelecek dönem başladığında kalınan yerden devam edilirdi. Ancak, bizler her şeyi ezbere dayalı öğrendiğimiz için tekrar adeta başa dönerdik, zorlanırdık. Sınavda başarılı olmak, dersi geçmekti amacımız. Ünye’ye gelen bir turistle nasıl konuşabileceğimizi bilmeden İngilizce derslerinde sınavlardan geçerdik. Mahallemizde bir turistin geçtiğini gördüğümüzde arkasından aklımızda kalan bir kaç cümle ile bağırırdık çocukluk heyecanıyla. Bazen o cümle, “What time is it?” (Saat kaç?) veya “How are you?” (Nasılsın?) olurdu. Bizi duyan yabancılar da bizim İngilizce seviyemizi eminim çok takdir ediyorlardı!

Dil bilmenin, o dilin ses sistemini tanımak, tanıdığınız tüm sesleri kullanarak konsepte göre anlamlandırmak ve kullanım alanlarını telaffuzlarını taklit ederek edinmek olduğunu biliyor muydunuz? Dil edinmek  ve o dili konuşabilmek ne şekilde olursa olsun demek istediğini anlatabilmek ve düşünebilmektir. Dilin öğrenilmeyeceğini, edinileceğini söylüyor Seda Yekeler “Sen de Konuşabilirsin” kitabında.

Yabancı dil dinlemek ve konuşmak beyninizi büyütür. Dil bilenlerin beyni, bilmeyenlere oranla daha geç yaşlanır. Yabancı dil öğrenmek zihnimizde çok büyük değişikliklere yol açar ve düşünme yöntemimizi şekillendirir. Günde 1,5 saat her gün istikrarlı bir şekilde öğrendiğimiz dile maruz kalırsak, beynimizin gri bölgesi yani dil ile ilgili bölüm aktive olur. Dil öğrenmek bir süreç, sürekli ve daimi tekrar edip sağlam adımlarla ilerlemeli.

 “Anlıyorum ama, konuşamıyorum “dememek için neler yapılmalı sıralamış kitabında yazar;

1.      1. Daha fazla dinlemeye ve konuşmaya yönelik aktiviteler yapın

2.   2.   Daima yüksek sesle okuyun ve bunu en az yedi kez tekrarlayın

3.    3.   İngilizce günlük tutup, kısa hikayeler yazın

4.   4.    Karşınızda ingilizce konuşan kişiyi taklit edin, çok iyi bir gözlemci olun

5.      5. Öğrendiğiniz her yeni kelimeyi hafızanızda bir görsel ile birleştirin

6.     6.  İnsanların kurduğu cümleleri içinizden İngilizce tekrarlayın

7.     7.  Çocukken nasıl anal idilinizi konuşmak için çabalıyorsanız, İngilizce için de aynı şey geçerli çabalayın

8.      8. Cesaretli olun “el alem ne der?” deyip konuşmaktan çekinmeyin, bundan kurtulduğunuzda rahat bir dil edinimi süreciniz başlar

9.    9.   Hızlı bir dil edinimi için en etkili yol yabancı dilde yayınlar dinlemektir, bir süre sonra konuşmanız akıcı hale gelir

1*. 10.  İngilizce bir filmin 15 dk’sını altyazısız olarak en az iki kez ekrana bakarak, 5 kez de ekrana bakmadan dinlemeler yapın  

Yabancı dil ders değildir, edinilecek bir unsurdur. Dil edinmek kesinlikle yetenek işi değildir. Tutkuyla ve azimle çalışıldığında edinilmeyecek dil yoktur.

Yararlandığım Kaynak: Sen de Konuşabilirsin, Seda Yekeler

3 Yorumlar

  1. Çok güzel bir anlatım olmuş Emeğinize sağlık... Tavsiyeler çok güzel... :)

    YanıtlaSil
  2. hımm saol, ingilizce öğrenmek isteyenlere söleriim :)

    YanıtlaSil
  3. Devlet okullarında İngilizce öğrenmek mümkün değil. Bizim zamanımızda değildi yani, sanırım şimdi daha da kötü. Eskiden kolejler bir nebze daha iyiydi. Ancak bir dili öğrenmek için o dilin konuşulduğu bir ülkede belli bir süre bulunmak en iyi çözüm:)

    YanıtlaSil