Artık Dön!
Kendine!

Dünyan ve merkezin "kendin ve nefsin olursa, en ufak acında o dünya başına yıkılır.

Çoğu insan acıdan beslenir, acımayı ve acınmayı çok sever. Şansızlığa ve basiretsizliğe inanmamak, Allah'a ve doğru niyetle çalışmaya inanmak gerekir.

Başkalarının duygularını sömürüp onun üzerinden bir şeyler kazanmak yerine, onlara umut olmaya çalışarak yaşamak daha güzel değil mi?

Allah kusurlarımızı görmekten alıkoymasın bizi, işte o zaman tekamül sürecimizin bittiği gün olur. Kibre meyilli nefsimize müsaade etmemeliyiz.

Olan şeyi anlamaya çalışmak ve doğru seçimlerle kaderinin işaretlerini, izlerini takip ederek Kendi'ne, Öz'üne "tekamül" ederek kavuşmak için buradasın.

Ve Allah'ına GÜVEN. İman aslen budur...Ona inanman ve güvenmen. Yaşadığın her şey, seçimlerin ne olursa olsun, sürekli senin "Kendi Öz"üne varabilmen için uyarlanıyor. O yüzden sakın üzülme....

Çünkü her şey ilahi plan dahilinde... Hiç bir şey ilahi planın dışında yürümüyor.

Ve hayatın "asli Takvim'i" o sayfalardan saydığın rakamlara suretlediğin geçen günler, aylar, saatler değil senin İLAHİ PLAN SÜRECİN...

Hayatında olan her şey varoluş hakikatine, özüne, kendine doğru yol almandır. "Varoluşunu, hakikatini" gerçekleştirmek ya da sadece rahat bir dünya hayatı için çabalamak.... Bu ikisi arasındaki seçimin/tercihin senin Hayat Kurgundaki değişikliğin merkezidir. İlkini seçersen ikincisi zaten gelir. 

SIZLANMAYI BIRAKIP içinde bulunduğun durumda, her ne olursa olsun Rabb'inin yolunda, nefsin aleyhinde "doğru" davranmalısın.

Bil ki doğru "seçim "yaparsan ve kendine değil Rabb'ine hizmet etmeyi seçersen er geç senin için PLANLANAN gerçekleşecek.
Sabret. Gayret et...
İşte o zaman "hayret" edeceksin....

Alıntı: Artık Dön! Kendine! Deniz Erten

Deniz Erten'in İşaret Serisini okumaya başladığım geçen yazdan beri içime harika duygular doldu. Bakış açım değişti, penceremin pervazları genişledi adeta. Başkalarıyla değil kendimle uğraşmaya yoğunlaştım. Zaten yapı olarak sevmezdim çevremdeki insanları eleştirmeyi, yargılamayı ve onlar hakkında olumsuz konuşmayı. Şimdi daha da iyi anlıyorum ki, boş vakit harcayacağımıza kendimize dönmenin tam da zamanı bu Korona Günlerindeki inziva ortamı.

Bloglar eskiden olduğu gibi daha fazla okunan günlerine dönecek hissi var bende, okumak isterseniz aşağıda sizin için bazı yazılarımı derledim, linklere tıklayabilirsiniz okumak için;

Çağımızın Vebası yazımda bahsettiğim kötü huylarımızdan vazgeçmenin tam zamanı,

2012'de bir yazımda sormuşum İyi Huylu Olmak Zor mu? diye,

İyi Hayat Notları vermişim bir yazımda Osman Müftüoğlu'nun  önemli 10 Hayat Dersi yazısından ilham alarak,

Bir Ben kusursuzum , Herkes kusurlu anlayışında olmakla ilgili 2014 yılında yazdığım yazıya göz atmak isterseniz...

Ne Okusam ? Kıskançlık nasıl zarar verici bir özellik, kitap önerileri de verdiğim eski bir yazı....

Ikıgaı'yi duymayan kaldı mı? Mutlu Yaşam Sırrı  

Sıkıntılаr gecedir… Dinlen kederlenme sabah elbet olacaktır. -Hz Mevlana 

8 Yorumlar

  1. Uzun zaman sonra ilk kez yazma isteğim çoğaldı benim de. Yapılması gereken bi çok şeyden kısıtlanırken, bi yandan da icimizden gelene ayırdığımız vakit çoğaldı sanki��
    Içimize dönmenin, kendimizle gecirecegimiz vaktin tam zamanı. Sevgiler canim��❤

    YanıtlaSil
  2. bende yeni başladım daha llk kitaptayım Kıyam-Et,
    tüm seriyi çok merak ediyorum bu anlamda,
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  3. Meraba,
    Blogunuzu Evren Soyuçok ile yaptığınız sohbet ile tanımış oldum.
    Okuduğum ilk yazınız bu oldu.
    Bloglar konusunda düşüncelerinize katılıyorum. İnternet bir çöplükse bloglar kale olduğunu düşünüyorum.Bloggerlar her zaman orada olacak.
    Bu konuda blogger platformunun çok desteği oluyor.
    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler
      yorumlarınız içim
      bloglar kale haklısınız
      hep sürecek bence

      Sil
  4. Ne güzel taa 2012 yılında yazılmış bir yazının olması.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yaaaa çok çok teşekkürler
      daha derine insen daha 2006 lar var :))
      yaşım çıktı bu arada

      Sil