Balerin Olmak İsterken Yazar Oldum
Nuray Temizer’in ilk
kitabı “Az Şekerli Hikâyeler” 2019 yılı Ağustos ayında Sapiens Yayınları’ndan
çıktı. Babası Mehmet Emre’nin anısına ithaf ettiği kitapta yüreğe dokunan 12
hikâye yer alıyor. İlk baskısı bir haftada tükenen kitapta Nuray’ın çocukluğuna
kısa bir yolculuk yapıyoruz.
Az şekerli bir kahve
eşliğinde Nuray ile kah kahkalı, kah hüzünlü bir sohbet gerçekleştirdik.
ÇOCUKKEN TEK HAYALİM BALERİN OLMAKTI
Nuraycığım kitabının başarısı için seni kutluyorum.
Sergi ve imza gününde senin ne kadar yaratıcı ve üretken bir kadın olduğunu
gördük. Nuray’ın hayat yolculuğundan bahsedebilir misin bize?
Bilinçlendiğim andan itibaren iyi bir gözlemci, mutsuzlukları
mutluluğa çevirmeyi bilen, empati kurabilen ve buna çok önem
veren, mutsuz anne babanın en küçük çocuğuyum.
Nasıl ki, bir ebeveyn evladını yetiştirmek için hamur gibi yoğurur onu, işte
ben de kendimi yoğurdum. Annem ve babamın katkılarını tabii ki yok sayamam, ama
evin küçüğü olduğum için öncelikleri abim ve ablamdı. Bundan üzüntü duyuyor muyum?
Belki başlarda, ama olgunlaştıkça iyi ki böyle olmuş diyorum. Kendimi tanımamda
çok faydasını görüyorum. İnsanların davranışlarında benim karakterime uyan
hoşuma giden düşünce ve davranışlarını hayatıma geçirmekle kalmayıp uygulamayı
da öğrendim. Küçük büyük demeden söylenen sözleri hep dikkate aldım. Örneğin;
ablam çok hastalanırdı, onu ziyarete gelenler hediye verirlerdi, bana da sadece
baş okşaması kalırdı. Ben de büyüğünce böyle yapmayacağım diye kendime
söz verdim. Benim hissettiğim duyguları yaşamasınlar diye. Sözümde de durduğumu
düşünüyorum. Evde başka kardeş varsa mutlaka ona da alıyorum. Nuray, el sanatlarıyla
uğraşan tiyatro, sinema, değişik yerlere gitmeyi, fotoğraf çekmeyi seven, bir o
kadar da arkadaşlarıyla eğlenmeye bayılan bunları yaparken kendisini heyecanın
zirvesine taşıyan, çok hayal kuran, her bir hayaline kavuştukça mutlu olan bir
karakterdir. Sadece tek hayali balerin olmaktı onu gerçekleştiremedi.
Arkadaşlık değerlerine önem veren, bu nedenle seçici davranan, kendisini
sevgiyle heyecanla yoğuran, dışarıda yemek yemeği çok seven, şartlar ne
olursa olsun kahve içmeyi ihmal etmeyen ben Nuray Temizer.
ÜÇ ÇOCUKLUK ANIM
DIŞINDA DİĞER HİKÂYELER KURGU
“Az Şekerli Hikâyeleri
yazmaya nasıl karar verdin, ne kadar zamanda ve hangi aşamalardan geçerek doğdu
bu kitap? Hikâyeleri yazarken nelerden beslendin, nasıl tanımlarsın hikâyeleri,
kurgu mu, yaşanmışlıklar mı?
Kurgu olsun, anı olsun ya da karalamalar yazıp bir çekmece de
topluyordum. Hikâyelerim ara ara bir internet üzerinde yayınlanan bir dergide
çıkıyordu, bir anlaşmazlık üzerine ayrıldım. Bir kaç ay sonra Sapiens
yayınlarının sahibi Gökçe Hanımla karşılaştım. Kitap haline getirmeye karar
verdim. Hemen çalışmalara başladık. Ben bir kahve molasında keyifle
okuyabilecekleri kitap olsun istedim. Beni en çok etkileyen heyecanlandıran hikâyeleri
seçip, beni ifade edecek isim arayışında "Az Şekerli Hikâyeler"
ortaya çıktı. Hayal gücümün, gittiğim yer, mekân ve şehirlerin yazmamda etkisi
vardır. Kitabımda üç çocukluk anım var, diğerleri kurgudur.
Babana ithaf ediyorsun kitabını. Neden baba? Merak ediyorum
Nuray ve babasının arasındaki özel bağı. Baban nasıl bir babaydı, hayatında
bıraktığı en büyük iz ne oldu?
Evet, babacığımın mutsuz bir evliliği vardı. Onun yalnız ve
istenmediğini düşünüyor, daha çok yanında olduğumu hissettirmeye çalışıyordum.
Babama yanlışını söylediğimde ikna oluyordu, fakat anneciğim dominanttı ve
sorunları çözmek çok zordu. Babacığım önce hayır sonra evet derdi, onunla ders
çalışmak çok eğlenceliydi. Matematikte üç mü, beş mi? derken bütün soruları çözerdi. Benimle
dertleşmesini, yumuşacık kalbini severdim. Aa unutmadan, öğlen babamın işyerine
gidip Adana ısmarlamasını severdim. Bana bıraktığı miras, aman kimseye borçlu
kalma. Yaşasaydı yine babacığıma ithaf ederdim kitabımı.
KENDİ DEĞERİNİZİ KENDİNİZ BELİRLEYİN
Hayat enerjini neye borçlusun, doğuştan şanslı
insanlardan mısın? Hayata pozitif, olumlu bakan kişilerin hiç tasası, derdi yok
sanan insanlar vardır bilirsin. “Nuray’a hayat güzel” diyenler çıkmıştır senin
de karşına. Onlara ne söylemek istersin?
Hayat enerjimi kendime borçluyum. Ben nasıl mutlu
oluyorsam öyle yaşıyorum. Enerjimi düşüren insanlardan uzak kalmayı ya da az
görüşmeyi yeğliyorum. Sormaz olurlar mı? Tek bir cevabım vardır;
"herkes tercihlerine göre yaşar" 24 saat ağrılarıyla yaşayan ancak,
bununla yaşamayı öğrenip, yatalak olmadığım için şükür edenlerdenim. Çünkü
yapmak isteğim çok hayalim var. Sevgili Mavianne seni takip eden okuyucularına tavsiyem;
naçizane kendilerini çok iyi analiz edip tanıyıp hayat çizgilerini ona göre
çizsinler. Hayır demenin çok önemli olduğunu unutmasınlar. Yaptıkları işler ne
olursa olsun değerini önce kendileri versin.
Kitaptaki “Bulgur” hikâyesi beni güldürdü. Bu çocukluk
anını bize anlatır mısın?
Bir Malatyalı olarak incesiyle, kalınıyla, ortasıyla bulgur,
bizim merkezimizdir. Bulgursuz geçmeyen tek bir öğünümüz bile olmazdı. Yemek
istemediğin zaman, nasıl meşakkatli bir iş olduğu, değirmenlerde nasıl
öğütüldüğü, vücuda olan yararları anneannem tarafından bıkmadan usanmadan
anlatılır “bunu bulamayanlar var” diyerek sonunu bağlardı. Anılarıyla birlikte
bulgurun bende bambaşka yeri vardır.
You Tube kanalında çok eğlenceli, doğaçlama
röportajlar yapıyorsun. Hangi kitleye hitap etmek istiyorsun, kanalı açma
amacın nedir? Kimlerle röportaj yapmayı tercih ediyorsun, ilgi alanını
öğrenebilir miyiz?
Evet, kanalım ben olmalıydım kahkahalı eğlenceli en
doğalından işte bu Nuray denmeliydi. Belli bir konsepti yok. Farklı kişi ve
mesleklerden keyifli bir sohbet tadında olsun, bunun yanında bilgilendirme ve
katılan misafirlerimin farklı yönlerini ortaya çıkarma yönünde tek
amacım.
“Hayallerimden biri daha gerçekleşti” demiştin kitabın
yayınlandığında. Çok hayal kuran biri misin? Sırada hangi hayalinin
gerçekleşmesi var?
Evet, çok hayal kurarım. Gerçi yaş ilerledikçe azaldı ama
daha önce kurduğum hayalleri gerçekleştirmeye çalışıyorum. Hayallerim için bir
liste yapmıştım. Gerçekleştirdiklerime bir çeltik atıyorum. Dalmayı ve balıklarla dans etmeyi istiyorum. Bu hayalim de Temmuz ayında sanırım gerçek olacak :)
Benim için de bir hayal kurmanı istiyorum şimdi. Bir
akşam yemeği daveti veriyorsun, o masada (ailen dışında) kimlerin olmasını
isterdin? Gerçi senin gibi dost canlısı biri için zor bir seçim olacak J
O masada bir ben birde Rus balet Rudolf Nureyev olmalı.
Çünkü benim en en büyük hayalim balerin olmaktı. (burada gözyaşlarım var, hala
içimde ukdedir).
“Şunu da yapmadan ölmek istemem” dediğin bir şey var
mı? (Allah geçinden versin tabi)
Tabii ki bale ve o büyülü sahne. Sonra paraşütle atlamak,
küçük bir rolde olsa tiyatro sahnesinde olmak.
Bana en sevdiklerinden bahsetmeni istesem.
Kitap
: Aziz Nesin ve Kemalttin Tuğcu’nun eserleri
Film : Eski
Türk Filmleri
Ülke : Luksemburg
Yer : Hallstatt
Yemek : Adana Kebap
Müzik : Tom
Jones - Green Grass of Home
Sanatçı: Rudolf
Nureyev
10 Yorumlar
Samimi satırlar için teşekkürler. Blogger arkadaşlarımız ''Blogger Mimi'' başlığı altında çok güzel bir mim yazısı hazırlamışlar. Ben de bu mim yazılarına katılarak blog açma serüvenimi anlattım. Okumak için sizi bloguma beklerim.
YanıtlaSilokuyacağım hemen sağolasın
Silay kıyamazlar ne duygulu anlatmış ama yaa :)
YanıtlaSildeğil mi çok duygulu ve içten
Silçok tatlıdır Nuray
Ne hoş bir röportaj! :)
YanıtlaSilBlog'daki son yazım ilginizi çekebilir, sevgiler... :)
okuyacağım Mert teşekkürler
SilMavianne!
YanıtlaSilHer yoruma böyle sevgi dolu başlıyorum ama gerçekten yazdıklarını okumayı çok seviyorum, ne yapayım :)
Yazmandaki özen, özveri çok hoş.
İçeriklerinin kalitesine girmiyorum dahi.
O kadar samimi ve güzel yazmışsın ki.
Değme röportajcılara taş çıkarır bu yazı.
Fotoğrafların güzelliği de iç açan türden.
Emeğine sağlık güzel mavianne!
ama ama sen böyle yazınca benim ayaklarım yerden kesiliyor çokkk mutlu oluyorum bu güzel cümleleri kuran bu yüce gönüllü Can'ı merak ediyorum
Silçok ama çok teşekkürler
Çok keyifli bir röportaj, teşekkürler :)
YanıtlaSilben teşekkür ederim değerli fikrinizi benimle paylaştığınız için
Sil