Türkiye'nin İlk Mobil İkon Bulmaca Oyunu NeyNey App Store'da
Türkiye’nin ilk mobil ikon bulmaca oyunu “NeyNey” oyun dünyasına hızlı bir
giriş yaptı. İnşaat
Mühendisi, Grafik Tasarımcı, Metalürji
Mühendisi ve Maden Mühendisi dört genç girişimci; Ali Naci Erdem, Buğra, Kayra ve Uğur’un elinden
çıkan NeyNey’in en büyük özelliği, akıllı telefonların yer aldığı platformlarda
buna benzer başka Türkçe bir oyunun olmaması. Onlara yönelttiğim
soruları samimiyetle cevapladılar. Bu söyleşinin, bilgisayarın önünde saatler
geçiren çocuklarına kızan ana babalar için ve bilgisayar oyunlarına meraklı
gençler için farklı bir kapı açacak.
Öncelikle oyununuzu
nereden nasıl indirebiliriz?


Ben bu projeye Ali Naci tarafından katılıyorum. Kendisiyle birkaç sene öncesinde iş arkadaşlığı olan durumumuz bana getirdikleri teklifle birlikte ortaklığa döndü. Böylece hayatıma Kayra ve Uğur da girdi tabii.

[Ali Naci:]
[Buğra, Kayra, Naci, Uğur]:
[Kayra]:
[Buğra, Kayra, Naci, Uğur]:
Oyunumuz 9
Nisan 2019 tarihi itibariyle, Apple App Store Mağazası üzerinden kullanıcılarla
buluştu. Oyunumuzu indirmek için App Store’da NeyNey olarak aratabilir veya aşağıdaki linki kullanabilirsiniz, “bize
destek olun” demiş de olalım, hazır yeri gelmişken.


ASIL OLAN, HAYATIN ARKASINDA
ÇALIŞAN KAYNAK KODU
Bir İnşaat Mühendisi
bir Grafik Tasarımcı, bir Metalürji Mühendisi ve bir Maden Mühendisi nasıl bir
araya geldi? Sizi tanıyabilir miyiz?
[Kayra]:
Her
şeyden önce bizlere bu röportaj fırsatını verdiğiniz çok teşekkür ederiz. Çok
naziksiniz.
Rica ederim. Sizin
gibi girişimci, yaratıcı ve başarılı gençleri tanıtma imkanı bulduğum için ben
teşekkür ederim.
Galiba
bunun temel sebebi, hepimizin hayatındaki ortak bir coşku ve üretim arayışından
kaynaklı; dördümüzün bir araya gelişindeki temel bağlantı da bu arayışa
dayanıyor.
Lise
yıllarından beri müzik aracılığıyla Naci ile birlikte bir şeyler üretmek,
kaydetmek ve paylaşmakta oldukça tecrübeliyiz. Uğur ile de hayatlarımızın
kesiştiği ilk andan beri fikirsel düzeyde çok uyumlu olduğumuzu gördük. Bu uyum
ve tecrübeleri uzun bir süredir, her hafta yaptığımız iş geliştirme günlerinde
ortaya çıkan fikirlerle geliştirmeye çalışırken, Naci’nin daha önce başlayıp
ara verdiği, NeyNey projesiyle kullanmak istedik.
Oyunun
gelişimi sırasında tasarım kısmında oldukça emek ve birikim gerektiğini fark
edince, görsel tasarım işlerinin sorumluluğunu Buğra’ya devrederek, kendisini
ekibimize ortak ettik.
Kendimden
bahsetmek gerekirse, 2012 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesinden mezun
oldum. Amatör olarak uzun yıllardır müzik, fotoğrafçılık ve sinema ile
ilgilenmekteyim. İşten kalan bütün zamanını bir şeyler üretmeye ve kız arkadaşımla
birlikte sokak canlılarına ayırıyorum.
[Buğra]:
Ben bu projeye Ali Naci tarafından katılıyorum. Kendisiyle birkaç sene öncesinde iş arkadaşlığı olan durumumuz bana getirdikleri teklifle birlikte ortaklığa döndü. Böylece hayatıma Kayra ve Uğur da girdi tabii.
Projeye
ilk girdiğimde ben Eskişehir’deydim. İnternet üzerinden haftalık toplantılarla
projeyi ilerletiyorduk. Proje temelde bitti ama ikon üretimimiz ve
sürprizlerimiz devamlı olacak. Şu an Ankara’dayım ve oyun severlerimize çok daha
hızlı ve yaratıcı şekilde üretime devam edeceğimizi söyleyebilirim. Takipte
kalsınlar.
[Ali Naci]:
Kayra
ve Buğra’nın dediklerine ek olarak uzun bir “bir şeyler üretmeliyiz, ne
yapalım” arayışı sonucunda kuruldu bu ekip. Bir kaç tasarımcı alternatifi
arasından vakit ayırabilecek olan ve yaptıklarıyla ilgimizi anında çeken Buğra
ile iyi bir iş dağılımı yapmayı başardık. Ben yazılım tarafı ile ilgilenirken
Kayra ve Uğur içerik ve oyunun ilerleyişi konusunda kafa yoruyorlardı, bu
sırada Buğra da göze dokunur hale getirdi projeyi.
[Uğur]:
Ben
Kayra ile 27 yaşımdayken tanıştım. Ortak bir arkadaşımız aracılığıyla Ankara
Çayyolu’nda bir akşam yemeği toplantısında tanıştık. Ben o zamanlar ODTÜ’de
asistandım, yüksek lisansımı bitirmek üzereydim. Bazı insanlar benim dikkatimi çok
çeker ve onları merak ederim. Kayra da benim için bu insanlardan biriydi. Kayra
da başta bana uzak durmak yerine benim hissettiğim benzer duygulara kapılmış
zaten daha sonra birden çok yakın arkadaş olduk. Ardından, Kayra beni kendi
arkadaş çevresiyle tanıştırdı. İlginç insanlardan oluşan bir çevre ve beni de
çok çabuk kabul ettiler. Naci de bunlardan biri. Daha sonra da iş dolayısıyla
Buğra ile tanıştım.
Bizim
bir araya gelişimizde rol oynayan en temel şey rahatsızlık diye düşünüyorum. Ben
grubun tembeliyim, bu konuda da çokça eleştiriliyorum, fakat grubun içindeki
herkes biricik, emsalsiz ve benzersiz insanlar. Herkes birbirinden o denli
farklı ki, bu sayede çok geniş bir spektrumuna sahip bir bakış açısına sahip
oluyor bütün ekip. Bu grup içinde bulunmak benim için bir gurur kaynağı, fakat
işim dolayısıyla yurtdışında yaşıyorum, işlerimizi internet üzerinden halletmek
zorundayız. Sırf bu bile bu grubun harmonisi hakkında ciddi şeyler söylüyor.
Kayra, Naci ve Buğra ile aramda 15.000 kilometre mesafe ve yazları 6.5 kışları
7.5 saat zaman dilimi farkı varken dahi, işler çok eğlenceli ve takviminde
ilerliyor.
Şimdi
asıl soruya cevap veriyorum: biz bir araya nasıl geldik? Böyle bir harmoniye
sahip olacak bir ekip bir araya gelmek zorundaydı bence. Akşam yemeğinde
tanıştık, Naci Kayra’nın arkadaşıydı, Naci Buğra’yı önceden tanıyordu filan,
bunlar bir araya gelmek için olması gereken mekanikler, asıl olan hayatın
arkasında çalışan kaynak kodu ile ilgili.
OYUN OYNAMA MERAKIM OYUN GELİŞTİRME
HAYALİNE DÖNÜŞTÜ
Bugüne kadar
yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz? Çocukluk hayaliniz miydi oyun geliştirmek?
[Kayra]:
Meslek
hayatım dışında Airsoft, fotoğrafçılık ve sinemayla uğraşmaktayım. Oldukça
amatör olan 3 kısa filmim çektim, belki film bile denilemez. Bir süredir de
Airsoft Anatolia ile askeri tanıtım ve eğitim vidolarında yer alıyorum. Müzik
ve amatör müzisyenlikle olan geçmişim ise lise yıllarına dayanıyor. İki senedir
odamda bir davulum var; arkadaşlarımla birlikte bir şeyler çalıp, kaydediyor
bir yandan da dinliyoruz.
Her
ne kadar istemese de, galiba insanoğlu belirli bir yaşa geldikten sonra bir
zamanlar çocuk olduğunu unutup, hayatın gayesi içerisinde oradan oraya savrulup
duruyor. Çocukluğunun yüzündeki mutluluk, iniş çıkış dolu duygu durumu zamanla
monotonluğa, hatta yaşayan makinelerin tepkilerine dönüşüyor. Çocukluğumdan
beri hiçbir zaman makine ve var olmak için bir şeyler tüketen bir insan olmak istediğimi
düşünüyorum. Buradan da belki oyun değil ama bir şeyleri geliştirmek hep
hayalimdi diyebilirim.
[Ali Naci]:
Aslına
bakarsanız bu proje belki 10 yıldır aklımda olan bir fikrin uygun kişilerin bir
araya gelmesi ile gün yüzüne çıkması oldu.
Ben
merakımı gıdıklayan her şeyle ilgilenmeyi çok seviyorum. Bilgisayara ilk defa
dokunduğumdan beri ki yaklaşık 7 yaşındaydım, nasıl çalıştığını merak ettim. Bu
merak zaman içerisinde bilgisayara hükmedebildiğimi gördükçe daha da
derinleşti. Metalurji okuduktan sonra Oyun Teknolojileri yüksek lisansını
tamamladım ve daha sonrasında da yazılım mesleğim haline geldi.
Çocuklukta
oyun oynarken oluşan merakın oyun geliştirme hayaline dönüştüğünü
söyleyebilirim kendi adıma.
[Buğra]:
Bilgisayarla
doğan Y kuşağı çocuklarından olmanın etkisiyle tabii yıllarım oyun oynayarak
geçti. Bir şeyler öğrenmek, üretmek, geliştirmek ise benim en sevdiğim
şeylerden. Tabii bir oyun yapma fikri ise ballı kaymak oldu.
[Uğur]:
Çocukluğumdan
beri mühendis olmak istedim. Bu yüzden mekanik ve matematik daima ilgimi
çekmiştir öteden beri. Matematik, benim hayatı anlamamda çok yardımcı oldu.
Daha sonra mekanik hayatın acımasızlığını öğretti. Sonraları da kodlama ile
işlerin bazen ne kadar kolay ve hızlı bazen de ne kadar delice zor
olabileceğini anlamaya başladım. Edebiyatla da aram çok iyidir. Okurum ve
yazarım. Öte yandan dinlerim ve konuşurum. Teori ve uygulama arasındaki dengeyi
tesis etmek için de psikoloji ve sosyoloji alanlarında da kendimi geliştirdim. Kısacası
mühendislik formasyonunu, sosyal ilişkiler ve insan psikolojisi ile
birleştirmeye çalıştım kendimce. Bu yüzden, kendimi tam da bu noktada
tanımlıyorum. Ben tek çocuğum, dolayısıyla çocukluğumda çok fazla vaktim vardı
hayal kurmak ve düşünmek için. Büyümeye başladıkça da bu böyle devam etti.
Hayatıma aldığım insanlardan çok şeyler öğrendim. Bu yüzden insan envanterine
çok önem veren biriyim. Daha çok insanla tanışmama sebep olan işleri çok
seviyorum.

“NEYNEY” EĞLENMEYİ VE İYİ VAKİT
GEÇİRMEYİ VAAT EDİYOR
NeyNey’i kimler oynamalı bu oyun
bize ne vaad ediyor?
[Buğra, Kayra, Naci, Uğur]:
Aslında
NeyNey ve ikonlarını oluştururken bir yaş ya da kültür grubu hiçbir zaman
hedeflemedik. Türk popüler kültüründe dikkat çekmiş ya da yer almış hemen hemen
her ikonun uygulamamızda yer almasını istedik.
Yani oyunu
oynayanlar arasında kasıtlı ya da kasıtsız ortaya çıkması muhtemel bir ayrımcılığa
ya da avantaja böylece en başından karşı çıkmış olduk. Şu an gelen geri
dönüşlere göre oyunun yaş ve oyuncu grubunda oldukça homojen bir dağılıma sahip
olduğu bilgisini alıyoruz ve bu bizi oldukça mutlu ediyor. 18 yaşında yeni
üniversiteye başlamış birisinde gördüğümüz heyecan ve gülümse, aynı şekilde
anne ve babasından da geliyor. Anne ve babalar çocuklarına “yeni bir oyun
çıkmış, şunu indirsene” diyor. Bu inanılmaz değerli bir şey. Buradan yola
çıkarak şunu söylebiliriz ki, NeyNey
her durumda eğlenmeyi ve iyi vakit geçirmeyi vaat ediyor. İkonların birçoğu
Türk popüler kültürüne de ait olduğu için beraberinde öğrenmeyi getiriyor. Bir
de ikonlarımızın hepsi el çizimi olduğu için “çizimler muhteşem olmuş” yorumunu
çokça duyuyoruz.
NeyNey’de “Ünlüler”,” TV&Film”, “Yiyecekler” gibi 5 aktif kategori,
10 bölüm ve 180 ikon var. İkonları bulmak için soruların illüstrasyonlar
vasıtasıyla sorulması çok eğlenceli geldi bana. Bu oyunu geliştirmek ne kadar
zamanınızı aldı?
[Ali Naci:]
Beğenmenize
çok sevindim. Evet, Buğra’nın ellerine sağlık, hepsini elleriyle tek tek çizdi.
Aslına bakarsanız, bu fikre başka bir arkadaşımla başlamış, ikimizin de vakit
ayıramamasından da oyun en başından rafa kalkmıştı. Beni biraz itekleyen Kayra
ve yaptığımız iş geliştirme seansları oldu. Kayra ve Uğur ile birlikte 6 aya
yakındır birlikte kurgu, içerik ve yazılım kısımlarını hallediyoruz. Buğra ile
birlikte tasarım kısmıyla birlikte bir seneyi buldu diyebiliriz. Hatta ben
arada askerliğimi bile yaptım.
Oyunu geliştirmek için mutlaka bir
takım giderleriniz olmuştur. Bir oyunun tutması ve yaratıcılarına para
kazandırması için ne gerekiyor? Siz oyununuza güveniyor musunuz bu açıdan?
[Buğra, Kayra, Naci, Uğur]:
Açıkçası, en
başından beri bu uygulamayı geliştirirken para kazanma motivasyonuyla bir
şeyler yapmadık. Asıl amacımız beraber bir iş yaparken harmonimizin nasıl
olacağını anlamaktı. Bu yüzden de, oyunumuzda, kimseyi rahatsız etmeyecek
düzeyde iki reklam var ve bu iki reklam üzerinden gelen dışında sahiden başka bir
kazancımız yok.
Zaten artık
reklam yoluyla kazanç elde etmek bile böyle platformlarda mümkün olmadığını
düşünüyoruz. Biz yalnızca oyunumuz güzel olsun, konuşulsun, oynansın ve oynayanların
yüzlerinde geçirdikleri iyi vakitle birlikte, bir tebessüm oluşsun istedik.
Bu yüzden de
uygulama içindeki çevrimiçi mağazamız, yani “NeyNey Bakkal” sinek avlıyor.
Elbette
oyunu geliştirmek için bazı giderlerimiz olmaya devam ediyor ve edecektir.
Ancak bu noktada sadık ve adil olduğunu düşündüğümüz oyuncular ve Bakkal’ımız
yardımıyla yapacakları alışverişlerine güveniyoruz. Süpermarketler gibi
kurumsal ve rekabetçi olup, çok para kazanma niyetinde değiliz; mahallenin
güler yüzlü bakkalı gibi içten ve dürüst olup, oyunumuzu ziyaret edenlerin
mutlu ayrılacağından eminiz.
HEDEFİMİZ, NEYNEY’İ APP STORE’DA İLK
10’A ÇIKARMAK
App Store’da
öne çıkanlar listesine girmeye başarması için oyunun ne kadar sayıda
indirilmesi gerekiyor? Bundan sonraki hedefiniz nedir, yeni oyunlar, yeni
projeler geliyor mu bu ekipten?
[Ali Naci]:
Aslında
geçmişte Apple’da birilerine uygulamayı haber verdiğinizde özellikle bizdeki
gibi yerel içerik varsa oldukça kolaydı. Ancak sonraları bu sistemi
değiştirdiler. Yine de öne çıkarılması için gerekli yere talepte bulunduk ancak
henüz dönüş olmadı. App Store algoritması kontrolsüz üste çıkmaları engellemek
için gizli tutuluyor, kısaca ne kadar indirilirse ve oynanıp yorum alırsa şansınız
o kadar artar. İlk olarak bu oyunu iyileştirmeyi ve gerçek anlamda tamamlamayı
düşünüyoruz. Daha sonra yeni proje fikirleri düşünülebilir.
[Kayra]:
Şu an için App
Store’un Soru-Cevap kategorisinde 34. Sıradayız, iki gün içerisinde bu kadar
hızlı çıkış yapmasını biz de beklemiyorduk. İki gün içerisinde 1000 kişiye
yakın bir erişim sağladığımızı düşünüyorum. Şimdiden bölümleri bitirmeye
oldukça yaklaşan kullanıcılar olduğunu görüyoruz. Bu çok güzel. Bundan sonraki
ilk hedefimiz bu yüzden kullanıcılarımıza yeni içerik ve ikonları düzenli
olarak sağlayarak oyunumuzla olan bağlarını koparmamak.
Kendimizi aynı
zamanda içerisinde oturduğumuz mahallenin bir esnafı gibi gördüğümüz için de, bizim
için en önemli olan şey kaliteli içeriği samimiyetimizle sunmaya devam etmek.
Bu yüzden NeyNey ekibi olarak bu uygulamayı App Store’da ilk 10’a çıkartmadan
yeni bir projeye geçmeme kararı aldık. Hakkımızda hayırlısı!
“Oyunumuzu ziyaret edenlerin mutlu
ayrılacağından eminiz” diyerek “mahallenin içten, dürüst ve güler yüzlü bakkalı
gibi” diye tanımladığınız online mağazanız NeyNey Bakkal’da neler var, biraz bahsedebilir
misiniz?
[Buğra, Kayra, Naci, Uğur] :
İkonları
bilmenin zorlaştığı durumlarda, yardımınıza klavyemizin sol altında yer
ipuçları yetişiyor. Bu ipuçlarını kullanmak içinse size oyunda rekabetçi
hissettirmek için belirli jetonlara ihtiyacınız var. Oyunun başlangıcında her
kullanıcımıza en az iki ipucu kullanabilecek kadar jeton veriyoruz. Bu arada
oyunun eğlenceli olan ayrı bir kısmı da bu ipuçları, aralarında gerçekten çok
sürprizli şeyler var.
Oyuncular
her soruyu bildiğinde kazandıkları fişlerle otomatik olarak jeton kazanıyorlar.
Ayrıca kollu makine/jackpot’tan şanslarını deneyip, yine bedava fiş ve jeton
kazanabiliyorlar.
Oyunu
kurgularken, asla içinden sürekli reklam fırlayan ve bitirmek/kazanmak için
para ödemesi gerektiren bir yapı oluşturmak istemedik. Bu yüzden çok makul ve
adil olduğunu düşündüğümüz oyunun en altında sabit ve ufak bir reklam şeridimiz
(banner) var. Bu reklam şeridini de çeşitli sayılarda jeton da alabildiğiniz,
“NeyNey Bakkal” adlı çevrimiçi mağazamızdan kaldırabiliyorsunuz.
Oyun içeresinde
eğlence ve rekabeti arttırmak için her kategoride farklı zorluk seviyelerinde
bölümler oluşturduk. Bir üst zorluk seviyesine geçmek için yeterli sayıda ikon
bilmeniz gerekiyor. Bu ikon sayısına ulaşmadan hızlıca kilitli bölümleri görmek
isteyenler için Bakkal’ımızda kullanıcılarımıza bütün bölüm kilitlerini açma
şansını da tanıdık.
ÇALIŞMANIZI
ENGELEYEN HERŞEYİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN
Oyun teknolojisine meraklı gençlere
vereceğiniz tavsiyeleri merak ediyorum. Kendilerini nasıl geliştirmeliler,
hangi yolları takip etmeliler?
[Ali Naci]:
Mutlaka bu
meraklarının peşinden gitmeliler. Bu iş biraz inat gerektiriyor. Üzerine
gidildiğinde başarılamayacak hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Bunun yanında
şart olmamakla beraber bu konuda bir lisans/yüksek lisans programı takip
etmeleri ciddi avantaj sağlayacaktır.
[Uğur]:
Herhangi bir
hedefinize ulaşmak istiyorsanız yapmanız gereken tek şey çalışmak. Çalışmanızı
engelleyen ne varsa, hayatınızdan bunların hepsinden teker teker çıkarmanız gerekiyor.
Sizi aşağı çekecek insanlardan kendinizi arındırmanız ve size çıktığınız yolda
faydası dokunacak insanlarla iletişimizi güçlendirmeniz çok faydalı olacaktır.
Yaptığınız işin üzerine kapanmanız ve ne olursa olsun yılmamanız gerekiyor.
İnsanın yapmak isteyip de yapamayacağı bir şeyin olduğuna inanmıyorum ben.
Bu ekibi bir arada tutan en güçlü
bağ nedir?
[Kayra]:
Belki
klişe olacak ancak amatör ruh. Şöyle ifade edeyim; Naci’yle liseden beri beraber müzik
yaptığımız için bar programı, konser gibi organizasyonlarda birlikte yer alma
şansı yakaladık. Yaptığınız ve keyif aldığınız şeyler, çıkar ve tamamen
maddiyata dönüşünce içerisindeki ruh ve heyecanın kaybolduğunu fark ettim. Ruhu
kaybolan her şey, galiba yok olmaya mahkum.
[Buğra]:
Üretme
aşkı kesinlikle.
[Uğur]:
İnsan
bir şey düşündüğünde, bunu da kendi beyninden dışarı çıkarmak istiyor doğal
olarak. Bunu yapmanın her bir yolu da o büyük yedi sanat halini almış aslında
baktığınızda. Peki neden sanat böyle yedi büyük parçaya ayrılmak zorunda
kalmıştır acaba? Çünkü bana kalırsa beyinden
çıkmak isteyen o şey, o rahatsızlık, o ağrı hiçbir şekilde aynı anda hem dile
getirilebilen, hem gösterilebilen, hem duyulabilir olan hem de hissedilebilen
bir şey değil. İnsan beyninden çıkan ve yayılması için bir ortama bir medyaya
ihtiyaç duyan o şey, daima deformasyona uğruyor. Mesela konuşmak yazmaktan daha
becerikli bir iletişim biçimi. Yazar yeteneği, belki sıradan insanın konuşma
yeteneğine kıyasla düşünceleri daha az deformasyona uğratarak taşınmasını
sağlayabilir öteki beyinlere. Burada asıl dikkat edilecek şey bu transfer
sırasındaki deformasyon. Bir insanın beynindeki şeyin tam haliyle anlaşılması, muhtemelen
o insanın bu hayattan umabileceği en büyük şey bana kalırsa. Bunu yapabilmek
için de her insan biraz sanatçı olmak
zorunda diye düşünüyorum. Kimi insan bunu aşık olup tecrübe ederken kimi insan
aşkın da ötesinde bir gerçeklik düzeyinde tecrübe ediyor. Aşkın içinde kimyasal
hilesi vardır insan bedeninin, fakat kimyasal hile olmadan tecrübe edilen bu
beyinden beyine kayıpsız bilgi ve duygu transferi, işte budur bence asıl olan.
Sanıyorum bu bağ bizde var.
Bu güzel söyleşi için
çok teşekkür ediyorum size. Hemen Ney Ney’i telefonlarımıza indirip oynamaya
başlıyoruz!
8 Yorumlar
Sayenizde bu başarılı gençleri tanımaktan dolayı çok mutlu oldum pek oyunla aram olmasa da indireceğim...Gençlerimizin yolu zihni şansı açık olsun inşallah...sevgilerimle...
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim
Silsevgiler
Ülkemizden girişimcileri konuk etmeniz, yeni yeteneklerin kendilerine güvenip harekete geçmesine vesile olmasını temenni ederim.
YanıtlaSilUmarım öyle olur
SilTeşekkürler
Bir incelemek lazım.
YanıtlaSilTeşekkürler
Çok özendiğim girişimciler. Yazılımcilar .
YanıtlaSilDestek olurdum ama ios yok
Emek vermiş Allah yüzlerine gülsün
YanıtlaSilteşekkürler mavianne
İNCELEMEK LAZIM. TEŞEKKÜRLER.
YanıtlaSil