TANER KUNT İLE BİSİKLET RÖPORTAJI
(Çok sevdiğim eski dostum Müjgan'ın eşi Taner Bey'in röportaj teklifimi kabul etmesi sonucunda aşağıda okuyacağınız söyleşi çıktı ortaya. Umarım beğenirsiniz. Taner Bey'e ve Müjgan'a teşekkür ediyorum.)
EKONOMİST TANER KUNT
30 YILLIK BISIKLET
SEVDALISI
BISIKLETIN KENDINE HAS BIR FELSEFESI OLDUĞUNA
INANIYOR
Fatma Erdem: Gökova Bisiklet Turunun 5.si
gerçekleşti bu yıl. Kaç kişilik bir gruptunuz? Nasıl
bir rota çizdiniz, kaç km pedalladınız?
Taner
Kunt: Gökova
Bisiklet Turu (GBT), Muğla
Bisiklet Derneği’nin organizasyonunda her sene düzenleniyor. Dernek tamamen
gönüllü olarak, hiçbir kar amacı gütmeksizin bu organizasyonu yapmakta. Bu yıl
düzenlenen Tura yaklaşık 200 bisiklet sever katılım sağladı. Türkiye ile
Hollanda diplomatik ilişkilerinin 400’üncü yılı olması nedeniyle Hollandalı bir
grup bisikletçinin yanı sıra, Yunanistan, Macaristan ve İngiltere’ den de konuk
bisikletçiler aramızdaydı. Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Edirne, Aydın,
Bursa, Zonguldak, Eskişehir gibi Türkiye’nin çeşitli İllerinden kendi
imkânlarıyla Muğla’ya gelen katılımcılar, buradan Derneğin daha önceden
belirlediği rotayı takip ederek Turu tamamladı. Bu yılki Tur 16 Mayıs günü
Muğla Merkezinde başladı ve sırasıyla Ula, Akyaka, Ören, Mumcular, Bodrum,
Datça’dan devam ederek 20 Mayıs günü Marmaris’e ulaşılmasıyla sona erdi. İnişli
çıkışlı toplam 253 km
yol pedalladık. Tabi parkurun zorluğu kişilerin kondisyonuna ve hava
koşullarına göre değişse de parkurun ve kamp alanlarının doğal güzellikleri,
arada konakladığımız mekânlardaki yerel halkın konukseverliği, tur boyunca
kurulan dostluklar ve dayanışma bütün yorgunluklarımızı alıp götürüyordu.
Bisiklet Derneğinin organizasyonu ve Muğla Valiliği’nin bisikletçiler için
aldığı güvenlik önlemleri de takdire şayandı.
Her
isteyen tura katılabilir mi? Özel kriterler var mı katılım sağlayabilmek için?
-Evet, bu parkuru tamamlayacağına güvenen her bisiklet
sever bu tura katılabiliyor. Dernek, organizasyonun kontrol edilebilir olması,
yol ve bisikletçi güvenliğinin sağlanabilmesi için bu sayıyı 200 bisikletçiye
sınırlamakta. Biz eşimle bu yıl katılım başvurumuzu internet üzerinden yaptık.
Katılım sağlamak isteyenlerin başvuru süresi içinde doldurmaları gereken bir
başvuru değerlendirme formu var. İnternet üzerinden de doldurulup
gönderilebilen bu form, temel bilgilerinin yanı sıra tur deneyimlerine, teknik
ve fiziksel kondisyona dair soruları da içeriyor. Başvuru kabulleri, İl
kontenjanına göre Dernek tarafından yapılıyor.
Gökova Bisiklet Turuna katılan
bisikletçilerin yaş ortalaması neydi? Tura başlayan herkes rotanın sonunu
getirebildi mi?
-Bisiklet sporunun en güzel yanı da yaş sınırının
olmaması.Bu Turda bunu çok net görmeniz mümkün. En gencimiz 14 yaşındaydı ve 70
li yaşlarında olmak üzere her yaş grubundan bay ve bayan bisiklet sever vardı.
Sağlık ve mekanik sorunu yaşamayan katılımcılar tüm yorgunluklara rağmen Turu
mutlu bir tebessümle bitirdiler.
BİSİKLET TURU BOYUNCA SÜREGELEN BİR TAKIM RUHU
Bisiklet turuna katılmanın kendine özgü
edep ve tavrı olsa gerek, bunlar nelerdir?
- Çok farklı karakterde ve tecrübedeki insanları turda
bir araya getiren tek hedef: bisiklete binmek.
Söylediğim gibi Tur tamamen gönüllülük esasıyla birkaç arkadaşın
katkılarıyla gerçekleşiyor. Bu nedenle böylesine kalabalık bir grubun
oluşturduğu etkinliğinin sağlıklı ve güvenli geçmesinin katılımcıların takım
ruhunu sağlamasına bağlı olduğunu düşünüyorum. Bu da dayanışma, yardımlaşma ve
destekle olabilir. Bagajların yüklenmesinden, yemeklerin servisine, çadırların
kurulmasından, duşların kullanımına kadar herkesin elinden geleni yaptığını ve
birbirine saygı ve destek verdiğini söyleyebilirim. Benzer kişilik
özelliklerine sahip, bazen aynı ilden gelmiş olan kişilerin bir şekilde
birbirini bulup, grup oluşturup, birlikte zaman geçirmekten zevk aldığını
deneyimledik. Aynı zevklere sahip olduğumuzdan olsa gerek, birbirimizden
habersiz aynı yere çadır kurar olduğumuzu gördük. Kısaca Tur boyunca hepimiz
her işin bir ucundan zevkle tuttuk.
Yol
rotanız üzerinde karşılaştığınız halktan nasıl tepkiler alıyorsunuz?
-Bisiklet bir yaşam biçimi aslında. Ancak bizdeki
geleneksel algı ya çocuklar ya da arabaya sahip olacak geliri olmayanların
bisiklete bineceği şeklindeydi. Bu algı giderek değişiyor. Ben bundan yaklaşık
25 yıl önce ilk kaskımı ve bisiklet kıyafetimi yurtdışından aldım, çünkü bulmak
mümkün değildi. Bu şekilde şehir içinde işime gidip gelirken komşularımız dahil
yadırgayan bakışları hatırlıyorum. Sürücüler daha az dikkatliydi ve bisikleti
araç yerine koymuyordu. Birkaç arkadaşımız trafik canavarına yenik düştü.
Trafikde sayımız arttıkça bu algının da zamanla değiştiğine inanıyorum. Artık
herkesin bütçesine ve talebine uygun bisikletlere, donanımlara, kask ve
formalara ulaşmak mümkün. Şehir içinde gruplar halinde turlar düzenleniyor.
Sohbet grupları çoğaldı. Muğla Bisiklet Turu özelinde konuşmak gerekirse,
geçtiğimiz yollar köy yolları, köy kahvelerinde durup soluklanıyorsunuz, yerel
halkla iç içesiniz, farklı bir mekanda ya da köyde yemek molası veriliyor, kamp
alanı her gün farklı. Sürekli yerel halkla bir aradasınız. Zaten Turun
amaçlarından biri de bölgenin bisiklet turizmini geliştirmek, doğal
güzelliklerinin yanı sıra yörenin konukseverliğini de tanıtmak. Bu anlamda
Hollanda Türkiye dostluğuna da bu seneki Turun çok şey kattığına inanıyorum.
Turu düzenleyen arkadaşlarıma bu vesileyle buradan da bir kez daha teşekkür
ederim.
ASFALTA BAKARAK DEĞİL KUŞLARI İZLEYEREK YOL ALMAK
Sizin bisiklet tutkunuz ne zaman ve
nerede başladı? Bu tutkunuz size hayatta neler kazandırdı?
-Bisikletle zaman geçirmeyi hep çok sevdim. Lise yıllarında o zamanki
imkânlar içinde iyi bir bisiklete sahip olmak ve ona hakkını vererek kullanmak
fikrindeydim ve bunu gerçekleştirdim.
Yani yaklaşık 30 yıl önce. Bisikletin de bir felsefesi olduğuna inananlardanım.
Gelip geçici bir hevesten ziyade bir yaşam biçimi. Kızım da bunu görerek
yaşamının bir parçası haline getiriyor. Bisiklet yaşamıma hep renk kattı,
sağlık ve huzur getirdi. Yollarda asfalta bakmak yerine kuşları da görerek
gitmeyi sağladı. Bir dönem bisikletin ve bisikletçilerin olduğunu göstermek
amacıyla yarışlar düzenlendi. Çeşitli İllerde düzenlenen bu yarışların
olabilmesi için kalabalıkların oluşmasında bazen yarışçı bazen seyirci olarak
zevkle katkı sağladım. Yarışların gerek organizasyon açısından gerekse sporcu
açısından çok zor ve meşakkatli bir iş olduğunu, başarıların çok büyük özveri
gerektirdiğini deneyimledim. Bu işi profesyonelce yapmaya gayret eden genç
arkadaşların desteklenmesi gerektiğine inanıyorum.
YOĞUN BİR ÇİÇEK VE İYOT KOKUSU İÇİNDE DAĞ TEPE
BİSİKLETE BİNMEK BEDENSEL YORGUNLUĞUNUZA RAĞMEN RUHEN DİNLENDİRİCİ
Bisiklet turlarının beden ve ruh
sağlığına olumlu katkı sağladığını düşünüyor musunuz? Pedallarken
bisikletçiler, tüm ünvanlarından sıyrılıp özüne mi dönüyor?
- Gökova bisiklet turu deneyimimiz üzerinden konuşmak gerekirse, şehir
ortamından, yoğun trafiğinden uzaklaşıp, 5 gün boyunca yeşillikler içinde,
zaman zaman deniz kenarında, enfes manzaraların bir parçası olarak, yoğun bir çiçek ve iyot kokusu içinde dağ
tepe bisiklete binmek, yağmuru, soğuğu,
sıcağı aynı gün içinde yaşamak, kas yorgunluğunu cam gibi denizlerin
serinliğinde atmak, yerel halkla sohbet etmek, yeni arkadaşlar tanımak,
paylaşmak, çatısı gökyüzü olan bir ortamda günü geçirmek, pedallamakdan başka
bir sorumluluğunuzun olmaması, günün sonundaki tüm bedensel yorgunluğunuza
rağmen ruhen dinlendirici. Zaten 200 kişinin tek ortak hedefi o günkü parkuru
en keyifli ve güvenli şekilde tamamlamak.
Birçok bisiklet derneği var Ankara’da
siz bunlardan birine üye misiniz? Üye olmak gerekiyor mu etkinliklere katılım
sağlamak için?
-Bisiklet Derneği oluşumları bundan 24-25 yıl öncesine
dayanır. Ankara Bisiklet Derneğinin ilk kurulma denemesini bildiğim için
kurulması aşamasında özveride bulunan arkadaşlarımızın olduğunu söyleyebilirim.
Şu anda iletişim teknolojisinin de gelişimine paralel farkındalık arttı ve çok
topluluk var. Bu olumlu bir gelişme. Üniversite grupları var, yerel, bölgesel
ve uluslararası gruplar var. Bunları İnternet ortamında izlemeniz, organize
olmanız ve bir etkinliğe katılmanız çok daha kolay. Takip edebileceğiniz çok
çeşitli bloglar var. İlk aklıma gelenler Critical Mass, Perşembe Akşamı
Bisikletçileri (PAB), 350 Ankara ‘’İklim Meselesi Hepimizin Meselesi’’
sloganıyla iklim değişikliği ile mücadelede çevreye dost bisiklete ve karbon
ayak izine dikkat çeken bir topluluk, Pedal Sesi..bunlar ilk aklıma gelen birkaç örnek. Bu grupların
çoğu sosyal paylaşım siteleriyle irtibat kurulabilen herkese açık topluluklar.
BİSİKLETE YENİ
BAŞLAYACAKLARIN VÜCUT YAPILARINA VE
KULLANIM AMAÇLARINA UYGUN BİSİKLETLERİ TERCİH ETMELERİ LAZIM
Bisiklet severlerin doğa ile barışık,
mutlu insanlar olduğunu düşünüyorum bu fikrime katılıyor musunuz? Bisiklete
meraklı olanlara, yeni başlayacaklara önerileriniz nelerdir?
-Genelleme
yapamam ancak kendi deneyimimden bahsedebilirim. Bisikletle yol alırken çiçek kokularını kuş seslerini
duyar, arada cam olmaksızın gerçek renkleri algılayabilir, arabayla
ulaşamadığınız pek çok yere ulaşabilirsiniz. Bisikletle yol almak fotoğraf
çekmek için de güzel bir imkan. Otomobille giderken göremediğimiz ayrıntıları
bisikletle pedallarken görmek mümkün. Bazı arkadaşlarımız bisiklet üzerindeyken
fotoğraf çekimi yapıyor veya bisiklete sabitledikleri özel donanımlı video
kameralarla görüntü alabiliyorlar. Ben hafızama kayıt yapmayı tercih
edenlerdenim. Bu şekilde zamanla kuş gözlemine ve onları tanımaya da merak
sardım. Bisikletle diğer ulaşım araçlarıyla gidemeyeceğiniz yerlere ulaşabilir,
yeni ve farklı parkurlar keşfedebilirsiniz. Doğa ile iç içesiniz. Bu da insana
olumlu enerji veriyor. Bisiklete yeni başlayacakların öncelikle kendi vücut
yapılarına ve kullanım amaçlarına uygun bisikletleri tercih etmeleri lazım. Dağ
bisikletini mi, yol bisikletini mi seçecekleri, hangi vites türünü seçecekleri
gibi bazı temel unsurlar bisikletçinin amacına bağlı olarak değişiklik
gösterebilir. Doğru mekanik ve güvenlik donanımlarına sahip olmalılar. Mutlaka
kask ve eldiven kullanmalılar. Trafikde biniliyorsa özellikle ülkemizde çok
dikkatli olmalılar. Ne yazık ki bilgi kirliliği her konuda olduğu gibi bisiklet
sporunda da var. Bisikleti spor değil de eğlence aracı olarak bile kullansanız
doğru bilgiye erişmek ve doğru donanımı seçmek gerek. En çok gözlemlediğim
bisiklete yeni başlamış arkadaşların internet üzerinden kolay bilgiye ulaşma
çabası ve bu ortamda çok deneyimi olmaksızın fikirlerini paylaşanlara sanki
bunlar yasaymış gibi inanmaları. Sanırım en doğrusu, her bisikletlinin kendi
deneyimini yaşayıp, zaman içinde kendi birikimini oluşturması.
7 Yorumlar
maviannecim yine çok güzel bir iş çıkarmışsın, pedal çevirdikçe kendi anılarını yazıyor sahibiyle
YanıtlaSilmüthiş güzel bir tutku.
Keyiflice okudum kalemine sağlık
sevgilerimle:)
Balkahvem, çok teşekkür ediyorum.
YanıtlaSilAsfalta bakarak degil kuslari takip ederek pedal cevirmek cok hos bir duygu olsa gerek.
YanıtlaSildidemciğim değil mi ne güzel .))
YanıtlaSilyaşasın yaşasın dedim, muhabir Mavianne döndü...
YanıtlaSilBisiklet neden bu denli uzaklaştı bizden. Keşke ulaşım racı olarak dönse yine.
Biz karıkoca bayılırız bisiklet yarışlarını izlemeye. Geçtikleri yollar bize bir belgesel izliyormuş tadı verir hem de.
Eline kalemine , yüreğine sağlık kankimmmm benim.
ben de böyle bilinçli bir bisiklet kullanıcı olmak isterdim doğrusu..
YanıtlaSilçok çok harika bir röportaj olmuş:)Eline sağlık Mavianenm.Ne mutlu Taner bey ve tüm bisikletseverlere.Dilerim uzun yıllar sürer Gökova Bisiklet Turu ve diğer şehirlere de örnek olur.
YanıtlaSil