“Anne olursan anlarsın” sözünü duyanlar parmak kaldırsın.

Hava serin, üstüne bir hırka al, terlisin soğuk su içme, havalar daha ısınmadı dondurma yeme, açılma boğulursun, dersini çalış, odanı topla, yemeğini ye, koşma terlersin, erken yat, kitap oku, kafana güneş geçer şapkanı tak, belini ört üşütürsün, tabağını bitir….

Annemizden en az birini duymuşuzdur değil mi? “Amann anne” dediğimizde de bu meşhur sözü duyardık annemizden “anne olunca anlarsın”. Anne olunca anladım mı? diye soracak olursanız evet anladım. Anne demek; vesveseler kraliçesi olmak, kendinden çok çocuğunu düşünmek, yerli yersiz abartmak, endişenin, ilginin, kontrolün dibine vurmakmış. “Ben sana güveniyorum ama ortam kötü” sözünü etmeyen anne var mı acaba?

Bebeğini dokuz ay karnında taşıdığı süre boyunca, bedensel ve ruhsal değişim içine giren kadına annelik yükleniyor. Nasıl anne sütü üretime geçiyorsa, tüm duygular da en üst versiyonuna yükleniyor, göz yaşı bezleri fazla mesai yapıyor, kalp, şefkat ve merhametle dolu bir yüreğe evriliyor. Olağanüstü bir güç geliyor kadına anne olduğunda, bebeği için süper kahramana dönüşüyor. Uykusuz gecelerde pelerinini takıp uçuyor bebeği kucağında, hasta olduğunda sabahlıyor başında. Tek derdi gazı çıksın, yarım saat uyusun. Tek bir “agu” suna dünyalar onun oluyor.

Çocuk gelişim uzmanı, eğitimci, yazar Doç. Dr. Saniye Bencı̇k Kangal, “Annelik tam bir delilik hali daha da enteresanı bu delilikten zevk alma haliymiş,” diyor.

Bu deliliği yaşadı diye, ömür boyu çocuğuyla göbek bağını kopartmamak değildir annelik. Anne; evladının kanatlarını özgürce çırpmasına izin verendir, bağımlı değil gönül bağı güçlü çocuklar yetiştirendir, kararlarına saygı duyandır, çocuğunun sırtını dayayacağı güçlü bir ağaçtır, engin bir denizdir konuştuğunda içine ferahlık veren, oğlunun seçtiği kızı öz kızı gibi kabullenen, kusur aramayandır, kızının elini sımsıkı tutan ona yürek verendir, başarısıyla gurur duyandır, önünde engel değil o engelleri atlamayı öğretendir.

Anneler günümüz kutlu olsun.

anne.

Dünyaya can getirmiş insan; yaşam kaynağı.

Türkçe kökenli olan kelime, na-na çocuk

sözünden türetilmiş olan ana kelimesinden

evrilmiştir.

 

LUGAT365

bazı

kelime-

ler

çok

güzel.

 

ANNECİĞİM

Anneciğim seni ben,
Çiçeklerden yemişten,
Sarı saçlı bebekten,
Canımdan çok severim.

Gitme hep yanımda kal,
Beni kollarına al,
Pembe gülden daha al,
Yanağından öperim.

Melahat Uğurkan

0 Yorumlar