Nevruz
Türklerin tarih boyunca
yaşattığı geleneksel bir bayram olan Nevruz sevgi, kardeşlik ve yardımlaşmayı,
baharın gelişini ve yeni yılın başlangıcını temsil eder. Orta Asya’dan
Ortadoğu’ya ve Balkanlar’a kadar geniş bir coğrafyada kutlanan Nevruz, Farsçada
“yeni gün/yeni yılın ilk günü” anlamına gelir.
Nevruz Bayramı kimi
toplumlarda Nevruz-i Sultani, Sultan Nevruz, Sultan Navrız, Navrız, Mart Dokuzu
gibi adlarla da bilinir. Gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ta havalar
ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar
yuvalarına dönmeye başlar.
Nevruz'un en dikkat çeken
ritüellerinden biri, ateş yakarak üzerinden atlamaktır. Bu gelenek, özellikle
Orta Asya, İran ve Anadolu kültürlerinde önemli bir yere sahiptir. Ateş, birçok
kültürde arınmanın, temizliğin ve kötülüklerden korunmanın sembolü olarak kabul
edilir. Nevruz gecesi yakılan ateşin üzerinden atlamak, geçmişin
olumsuzluklarını geride bırakmak ve yeni yıla temiz bir ruhla girmek anlamına
gelir. Ayrıca ateş, hastalıkları ve kötü enerjiyi uzaklaştıran bir unsur olarak
görülür, Nevruz ateşinin üzerinden atlayan kişilerin sağlık, mutluluk ve
bereketle dolacağına inanılır.
Bir başka inanışa göre de
olmasını istediğiniz güzel dilekleri “ev, araba, aşk, evlilik …” gibi
dileklerini beyaz bir kâğıda yazdıktan sonra yazılı olan dilek kağıdını
kimsenin görmeyeceği bir ağaç dibine ya da evinizde saksı çiçeklerinin
toprağına yazılı beyaz dilek kâğıdı gömülür ve sonrasında güzel dileklerin
olması beklenir.
Nevruz Sofrası Kurmak:
Özel yemekler hazırlanır, özellikle Orta Asya ve İran’da sembolik yiyeceklerden
oluşan sofralar kurulur. Türkiye’de nevruz çöreği, pilav ve tatlılar öne çıkar.
Yumurta Boyama: Renkli
yumurtalar boyanarak, baharın renkleri simgelenir. Yumurta tokuşturma oyunu
oynanarak yeniden doğuş ve bereket teması vurgulanır.
Nevruz Şenlikleri ve Halk
Oyunları: Nevruz günlerinde halaylar çekilir, at yarışları düzenlenir,
müzik ve dans eşliğinde coşkulu kutlamalar yapılır.
Demir Dövme Geleneği: Özellikle
Türk topluluklarında demir dövme geleneği, Ergenekon Destanı'na dayanır ve
yeniden doğuş, güçlenme ve birlik olma anlamına gelir.
Yararlanılan
Kaynak: Kübra Şevik
medyayenigün.net
ali-
yül-
âlâ.
Arapçadan
geçmiştir. Yüce mânâsındaki alî
kelimesiyle,
çok iyi mânâsındaki alâ kelimesinin
birleşiminden
oluşmuştur.
2 Yorumlar
ne güzel hep sofralar olsuun :)
YanıtlaSilAminnnn😻
Sil