Anneler günü yaklaşırken bir heyecan ve telaş alırdı benim çocukları. Annemize ne hediyesi alsak diye babaları ile fısıldaşırlardı. Ben hiç bunların farkında değilmişim gibi, sohbet ortamında “benim için en güzel hediye, emek verilerek yapılmış, beni düşünerek yazılmış bir şiir, bir mektup veya bir resim” derdim. Para ile alınabilecek hiç bir şeyin onların yerini tutmayacağını da vurgulardım. Onlar da bu zahmetli hediyeyi yapmaya kafa yorarlardı. Babalarından aldıkları para ile, bana takı, giysi veya mutfak aleti almazlardı. Bu çok  değerli hediyeleri hala çok özenle saklarım.

Annelik çocuk doğurmayla elde edilen bir ünvan olarak bilinse de, bence yüreğinde o sevgi ve anlayışı taşıyan  her kadın ANNE’dir. Bunun yanında çocuğu olup da ilgisiz, sevgisiz ve anlayışsız büyüten nice anneler var malumunuz.

Bir de “cefakar, fedakar anneler” derler ya, ben buna karşıyım! Annelerin üzerine bu sıfatları yakıştıranlar kim? Durup bir düşünmek gerek. Bir ailede neşe ve huzur ile eşlerin birlikte dayanışma ile çocuk büyütmeleri ne kadar güzel oysaki. Sadece annelerin omuzlarına tüm yükün bırakılması istendiği için belki de bu söz ata sözümüz olmuş.

Sağlıklı çocuklar yetiştirmek istiyorsak onlara en iyi rol model biz ebeveynler olmalıyız. Anne babayı birlikte mutfakta da görmeli, televizyonu birlikte izlerken de çocuk. “Hayat müşterek” sözünü sadece sıkıştığımız zamanda dile getirmemeli, yaşarken de farkına vararak göstermeliyiz.

Anne ve baba olmadan keşke bir eğitim alsa tüm gençler. Ailelerimiz bizi nasıl yetiştirdiyse bizler de aynı şekilde uygulama meyillinde oluruz genelde. Eğitimin çok önemli olduğunu düşünüyorum bu konuda. Doğru bildiğimiz yanlışları yaparsak eğer, o çocuk da sorunlu bir yetişkine dönüşür. Sonra da "ne oldu bu oğlana" diye şaşırırız.

Çocuklarımızın ruhunda hasar bırakmadan büyütmeye gayret etmeliyiz. Anneler sağlıklı, huzurlu, neşeli ve yapıcı olmalı ki, kendileri gibi nesiller yetiştirebilsin. Babalara çok iş düşüyor bu konuda fark ettiğiniz gibi. Bizler anneler gününü kutlarken nasıl daha iyi bir ebeveyn oluruz bunu da düşünmeliyiz. Bizler de ebeveyn olarak çocuklarımıza saygı ve sevgi içinde olmalıyız.  

Roman ve öykü yazarı NihanKayaİyi Aile Yoktur” kitabında, çocuğun kişiliğine müdahale etmeden ona nasıl rehberlik edebileceğimiz, anne/baba/öğretmen olarak bizim sınırlarımızın nerede bitip çocuğun sınırlarının nerede başladığı gibi çözmesi hayli zor konularda çok sayıda yaşanmış örnek vererek bunları bize açıklıyor. Kitabı ile ilgili verdiği bir röportajda;  "Saygı, itaat değildir ve bize “saygı” adı altında öğretilen şeyin gerçek saygıyla çok az ilgisi var asıl saygıya ihtiyacı olan, anne-babalar, öğretmenler, büyükler değil, çocuktur” diyor. İyi bir ailenin, “İyi aile yoktur” düsturuyla hareket edebilen aile olduğunu söylüyor. İnsanların çocuk sahibi olduğunda farkında olmadan kendi çocukluğuna dair hisler yaşadığına değiniyor. Çocukluğumuzla ilişkimiz, anne-babamızla ilişkimizin devamıdır. Çocuğumuzla doğru bağ kurma, kendi çocukluğumuzu ve içimizdeki çocuğu tamir etmekle olur” diyor.

Anneler Gününüz Kutlu Olsun

ÜNYE KENT GAZETESİ

0 Yorumlar