AYŞE KULİN “İYİ Kİ’LERİM VAR AMA KEŞKELERİ SİLDİM”
Bütün özlediklerim benden ayrı yaşıyor
Ya her şeyim ya hiçim, sorma dünyam ne biçim
Bir kördüğüm ki içim çözdükçe dolaşıyor
Hümeyra'nın
o şahane sesinden dinleyip sevdiğimiz Kördüğüm isimli şarkı
aslında Şevket Rado'nun dört mısralık şiiri, kitabın dört
bölümüne de damgasını vuruyor...
Ayşe Kulin yeni romanı ‘Kördüğüm’de, hafızasını kaybetmiş bir genç kızın etrafında şekillenen olaylar
zinciri sunuyor bize. Sevgilisiyle, yaşadığı
ülkenin gerçekleriyle ama en önemlisi kendisiyle yüzleşiyor genç kız. “Kanadı
Kırık Kuşlar”daki roman karakteri Esra'yı bu romana da taşımış Ayşe Kulin. Polisiye,
heyecan ve gerilim dolu bir roman Kördüğüm, ilk sayfasından
itibaren okuru bir mıknatıs gibi çekiyor.
Genç
kızın hafızası gibi Ülkemiz de tam bir Kördüğüm içinde. Terör örgütleri sınır
ötesinde ve içerisinde karmaşa yaratıyor, güvensizliğin, casusluğun, karmaşanın
ve korkunun hâkim olduğu bir ortamda nasıl bir gelecek kurulacak? Romanda, kuşaklar
arası kurulan bağlara ve toplumsal hafızasının önemine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin güncel siyasal durumuna dair ne varsa
hepsi bir şekilde temsil ediliyor.
Son kitabınız Kördüğümde de diğer kitaplarınızda olduğu gibi
kadın dayanışmasına bir vurgu var. Her zaman eşitlik ve özgürlük için mücadele
eden ayakları üzerinde duran kadınları görüyoruz kitaplarınızda. Yıl olmuş 2018
ama hala kadın haklarını savunmak zorunda kalıyoruz. Siz bu konuda neler
söylemek istersiniz?
Bu
gidişle daha çok çırpınacağa benziyoruz bu konuda. Geçtiğimiz ay, mesela her
gün bir kadın cinayeti işlenmiş. Çocuklarımızın beyinlerine ve yüreklerine
küçük yaşlardan itibaren kadınla erkeğin eşitliğini, merhametin önemini,
şiddetin doğuracağı felaketlerin büyüklüğünü işlemezsek, hep böyle kalırız. Kız
ve erkek çocukların yuvadan itibaren birlikte oynamaları ve okullarda birlikte
eğitim görmeleri şart. Ancak öyle olursa eşit olduklarını, birbirlerini
sevmeyi, saymayı öğrenirler. Birbirlerine sömürülmesi gereken yaratıklar olarak
bakmazlar.
SAMİMİYETLE YAZDIĞIM İÇİN OKURLARIMIN YÜREĞİNE DOKUNABİLDİM
1984 yılında ilk kitabınız “Güneşe Dön Yüzünü” yayımlanmasından
bu yana birçok ödül aldınız, ulusal ve uluslararası arenada Ülkemizi temsil
ettiniz. Kitaplarınız 150 bin adet ilk baskıyla çıkıyor. Bu başarıyı ve çok okunmayı
neye bağlıyorsunuz, bu işin sırrı nedir?
Biraz
şansa bağlı. Ben yirmi beş yılı aşkın bir süre, çok istememe rağmen kitaplarımı
bastıramamıştım. Çok şanssız olduğumu düşünürdüm. Sonra kitap alanında şansım
öyle bir açıldı ki, kaybettiğim yılların acısını çıkardım. Başarımın neye bağlı
olduğunu ben de tam olarak bilemiyorum çünkü o kadar değişik konularda roman
yazdım ki, savaştan tutun, içinde aşk geçmeyen Fırat’ın üzerinde bir köprüye,
Kürt sorununa ve eşcinsellere kadar. İnsanlar neyi okumayı sever diye hiç
düşünmedim, beni sarsan her konuya balıklama daldım. Sanırım hep samimiyetle
yazdığım için, okurun yüreğine dokunabildim. Yayınevlerimin de önemini göz ardı
edemem. İlk yayıncım Remzi Kitabevi ülkenin en saygın iki yayınevinden biridir.
İkinci yayınevim de, dağıtım ağı çok güçlü ve yazarının arkasında durmasını
bilen bir yayınevi. E, bu faktörler de şansa giriyor, elbette....
Yurtdışında katıldığınız festivallerde birçok farklı ülkeden
yazar ve şairle bir araya geliyorsunuz. En son Prag’da Yazarlar
Festivalindeydiniz. Bir Türk yazar olarak nasıl karşılanıyorsunuz, orada neler
anlattınız, şimdiye kadar size sorulan en şaşırtıcı soru ne oldu?
Üzülerek
söyleyeyim, Prag’da bana sadece tutuklu yazarlar ve gazeteciler hakkında
sorular sordular. Sorular edebiyatla değil, iç siyasetle ilgili geldi hep.
Benim bir sıkıntım olup olmadığını da merak ediyorlardı, hani nerdeyse bana
oturma izni çıkaracaklar... Ben de onlara tüm ülkelerin sıkıntılı dönemlerden
geçebileceğini, bunu da en iyi de Çeklerin bildiğini söyledim. Aslına
bakarsanız, Doğu Avrupa Ülkelerinin de çok büyük dertleri var. Ekonomik dertler
çözülmez yumak haline gelince, ister istemez rejimleri de zorluyor ve baskıya
yöneltiyor. Herkes sırasını savacak, kısacası...
TÜRKAN SAYLAN HOCAMIN
HEYKELLERİNİ
OKURLARIMIN
KALPLERİNE DİKTİM
Hayat felsefenizden, sizi siz yapan özelliklerinizden bahsedebilir
misiniz? Hayat yolculuğunuzda en çok hangisini biriktirdiniz: “Keşke” leri mi “iyi
ki” leri mi? Sizin gibi değerli bir insanın tecrübelerinden yararlanmak
isterim.
Her insan
gibi benim de keşkelerim ve iyi ki’lerim var ama keşkeleri sildim, gitti.
Örneğin, keşke erken yaşta ilk evliliğimi yapmasaydım diyorum ama o zaman
Mete’m ve Ali’m olmazlardı. Dördü kız, biri erkek beş torunum olmazdı. Onlarsız
bir hayat düşünebilir miyim? Demek ki en önemli keşke’me yer yoksa hayatımda,
diğerlerine de yok. Gelelim İyi kilere... İyi ki kendi aileme doğmuşum, iyi
insanların arasında sevgiyle büyüyebilmek benim en büyük şansım. Kendi irademle
kazandığım iyi ki’ler im de yok değil. İyi ki Aylin’i yazdım, hem benim yolumu
açtı hem de okurlarım çok değişik ve ilginç bir Türk kızını tanıdılar. İyi ki
Füreya’yı yazdım... O kadar önemli bir insan olmasına rağmen, tek bir satır
bile yazılmamıştı ona dair. Kırkından
sonra çalışmaya başlayıp ünlenmesi pek çok kadına ilham verdi. Çok çok iyi ki,
Köprü’yü kaleme alarak Recep Yazıcıoğlu gibi muhteşem bir adamı okurlarıma
tanıttım. Dilerim bürokrat olmak isteyen gençlere, iyi bir örnek olur! Çok çok
çok iyi ki, Türkan Saylan Hoca’mı tanıdım ve yaşam öyküsünü yazdım. Bir başka
ülkede doğsa, her ile heykelini dikerlerdi. Ben onun heykellerini, onu kitabım sayesinde
tanıma imkânı bulan okurlarımın kalplerine diktim.
Ayşe Kulin nasıl bir babaanne? Torunlarınızla birlikteyken neler
yapıyorsunuz? İçlerinde sizin gibi yazar olmak isteyen torununuz var mı?
Kız
torunlarımla onlar genç kız olana kadar çok yakındım. Yaz tatillerini Urla’daki
yazlığımızda geçirirlerdi, birlikte yüzer, gezer, oynar ve çok eğlenirdik. Yurt
dışında yaşayanlara da kış boyunca gider gelirdim. Genç kız olduktan sonra,
hepsinin kendi dünyası oluştu. Bir büyükanneye o dünyada ne kadar yer varsa,
ben de haddimi bilerek, o kadar yer kaplamaya dikkat ediyorum. Kız torunların
en küçüğü Kiara Sitare, sınıfının bir kaç yaş ilerisinde kompozisyonlar
yazıyormuş. Kelime bilgisi de sekiz
yaşındaki bir çocuğunkinden çok daha ileriymiş. Her üç ayda bir okul idaresinden gelen
değerlendirmelerde, hep bu bilgi var. Demek ki, Kiara’dan ilerde yazar olmasını
bekleyebilirim.
İNGİLTERE VEYA
AMERİKA’DA DOĞMUŞ OLSAM
KESİN DANSÇI OLURDUM
Bilinmeyen bir özelliğinizi paylaşmak ister misiniz? Örneğin
sesiniz güzel mi, şarkı söylemekten hoşlanır mısınız? Yalnız kaldığınızda en
çok yapmayı sevdiğiniz şey nedir?
Sesim
berbat ama şarkı söylemesini çok severim. Oğlanlar beni susturmak için bir
keresinde aralarında para toplamışlardı. Dans etmeyi de çok severim ama itiraf
edeyim, bu konuda iddialıydım, dört yaşından itibaren ritmik dans okuluna, ortaokula
başlayana kadar da Ankara’daki Konservatuarın bale bölümüne devam ettim.
İngiltere veya Amerika’da doğmuş olsam kesin dansçı olurdum. Yemek yapmayı
severim, yeni tarifler denemek beni oyalar, zaten evde de yemeği ben
pişiriyorum. Tiyatro, sinema ve konsere gitmeyi, sergileri gezmeyi boş vakit
doldurmaca gibi değil adeta bir görev gibi tanımlıyorum. Yazmaya soyunan kişi, sanatın her dalından
beslenmeli. Boş vakitlerimde ne yaparım hiç fikrim yok çünkü yıllardır hiç boş
vaktim olmadı.
NADASA YATIP, KIŞI KİTAP OKUYARAK GEÇİRECEĞİM
Son zamanlarda izlediğiniz ve çok beğendiğiniz film, en son
okuduğunuz kitap, dinlemekten hiç sıkılmadığınız müziği bizimle paylaşmak ister
misiniz?
Son on
gün içinde sinemalarda Churchill’in Hayatını, Sevgisiz adlı Rus filmini, Fatih
Akın’ın Paramparça’sını, The Post’u seyrettim. Dot Tiyatrosunda Gülriz
Sururi’nin yazdıklarından üretilen oyuna ve Türkiye’nin Genç Yeteneklerinin
konserine gittim.Şu anda Prag’da tanıştığım Hintli yazar İnterjit Badhwar’ın
The Chamber of Perfumes adlı kitabını ve Mine Kırıkkanat’ın Sinek Saray’ını
okuyorum. Kitap listem çok kabarık. Yıllardır ilk kez nadasa yatıp, kışı kitap
okuyarak geçireceğim.
5 Yorumlar
Harika... Tesekkurler.
YanıtlaSilben teşekkür ediyorum
SilŞahane bir röportaj olmuş mavi annem.
YanıtlaSilAyşe Kulin'in son kitaplarını okumamıştım, kanadı kırık kuşlardan başlayayım ben yeniden okumaya ♥
çok sağol şebo :)
YanıtlaSilKadın dayanışmasını destekleyen tüm kadınları yürekten kutluyorum .Ayşe Kulin ı çok seviyorum zaten .
YanıtlaSil