Ramazan Geldi Hoş Geldi
Çok mutlu olurum ben Ramazan geldiğinde. Bu manevi ve anlamlı atmosferi severim. Oruç tutmak, iftar, sahur, teravih, Kuran okumak tüm bu özel ibadetler iyi hissettiriyor. Bilim insanları aç kalmanın yani oruç tutmanın bir ihtiyaç olduğunu, bedenin ve beynin kendini yenilediğini söylüyor. Allah Ramazan Ayında bize oruç tutmayı aslında mükafat olarak vermiş. Bu bilinçle bakarsak eğer ve layık O'na olmaya çalışırsak ne mutlu bize. Ramazan ayında ihtiyacı olan kişilere yardım etmek, başkalarına hizmet etmek, gönül kırmamak çok kıymetli örneğin. Oruç tutarak Allah'a yaklaşmamız için gerçek anlamda oruç tutmamız gerek, öfkeden, dedikodudan, kötü huylarımızdan da vazgeçmeliyiz.
Son yıllarda uzun süreli açlıkla ilgili yapılan çalışmaların sağlığımıza özellikle de beyin fonksiyonlarına olumlu etkilerinin olması Ramazan ayının bedenimiz için bir fırsat olduğuna işaret ediyor. Son zamanlarda popülerlik kazanan “intermittend fasting” diye adlandırılan aralıklı oruç ve buna benzer uzun süre açlığı destekleyen diyetler ile ilgili yapılan çalışmalar da gösteriyor ki, arada bir açlık deneyimi yaşayan kişiler sinir hastalıklarına yakalanma açısından daha dirençli oluyor.
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte vücuda besin alımının azalması ve uzun bir süre aynı saatlerde yemek yemeye alışılması, aslında ilk günlerde zor gibi görünse de orucun vücutta yarattığı düzene kısa bir süre sonra alışılır. Oruç tutarken yalnızca açlıkla mücadele edilmez, aynı zamanda organlarımız da dinlenir. Oruç tutulduğu süreçte beynimize diğer organlardan giden uyarılar daha az gittiğinden beynimizin çalışma kapasitesi yükselir. Oruç tutarken bedenimiz metabolik faaliyetlerle daha az uğraştığı için algı ve öğrenme faaliyetleri daha çok artar.
Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırma sonuçlarına göre oruç tutmak vücudun hücrelere “yenilenme” mesajı vermesini sağlıyor. Öncelikle vücut enerji tasarrufu yapma yönünde bazı hamleler yapıyor. Vücudumuz besin çokluğunda büyüme, besin azlığında veya yokluğunda ise büyümeyi durdurarak onarım moduna geçiyor. Mesela açlıkta, vücut halihazırda bulunan zarar görmüş ve yaşlanmış bağışıklık sistemine ait hücreleri parçalıyor. Böylece buradan enerji elde ediliyor. Diğer bir yandan hücrelerimizde zarar görmüş DNA’lar onarılmaya başlıyor. Bu da dolaylı olarak DNA’sı bozuk hücrelerin kontrolsüz bölünmesi sonucu oluşan kanseri önlüyor. Beyinde ise, açlık yeni beyin hücrelerinin üremesine, protein sentezini arttırarak var olan beyin hücrelerinin büyümesine ve hücrelerin birbiri ile bağlantısının güçlenmesine sebep oluyor. Bunlar aslında hafızanın güçlenmesi ve yaşlılıkta ortaya çıkan beyin hastalıklarının ortaya çıkmasını engellemesi açısından önemli.
Peki açlık sonrası vücuda tekrar besin girince ne oluyor? Açlık ile aktifleşen kök hücrelerinden yeni bağışıklık hücreleri üretiliyor ve böylece eski ve yıpranmış hücrelerin yerini yeni hücreler alıyor ve bağışıklık sistemimiz güçleniyor.
Allah "Ademoğlu'nın işlediği her hayırlı iş kendisi içindir. Fakat oruç öyle değildir. Oruç benim içindir, mükafatını ben veririm" diyor. Gerçek anlamda layığı ile oruç tutan insan beş duyusu ile oruç tutar. Ramazan ayında verdiğimiz zekat sadece malından mülkünden vermek değil, nefsinin arzu ve isteklerinden de vermektir.
Umarım bizlerin orucu da makbul oruçlardan olur. Hayırlı Ramazanlar diliyorum herkese.
6 Yorumlar
Ne kadar güzel bir yazı. Çok bilgilendireci olmuş. Sinan Canan'ın paylaşımlarını ben de çok beğeniyorum. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Allah herkesin ibadetilerini kabul etsin, hayırlı ramazanlar dilerim.
YanıtlaSilçok çok teşekkür ediyorum beğenmene sevindim yazıyı
SilHayırlı Ramazanlar dilerim
Orucun hem fiziksel hemde manevi değerine yönelik çok güzel bir yazı hazırlamışsınız, emeğinize sağlık �� �� Keyifli bir Hayırlı Ramazanlar ☺️
YanıtlaSilçok teşekkür ediyorum
SilOruç hakkında daha önce bilmediğim şeyleri öğrendim.
YanıtlaSilManevi iklimle birlikte tüm oruç tutanlara güzel kapılar açılması duası ile...
ne mutlu bana o zaman
Silhayırlı ramazanlar